“Açık duruşma”, mahkemelerde yapılan duruşmaların, kamuoyunun katılımına açık şekilde gerçekleştirilmesidir. Bu makalede, açık duruşma kavramının anlamını, kullanım alanlarını, avantajlarını ve dezavantajlarını inceleyeceğiz.
Açık duruşma, hukuk davalarında yapılan duruşmaların, kamuoyunun katılımına açık şekilde gerçekleştirilmesidir. Bu duruşmalar, bir mahkeme salonunda yapılmakta ve herkesin izleyebileceği şekilde gerçekleştirilmektedir. Açık duruşma, yargılama sürecinin şeffaflığını sağlar ve adaletin açık bir şekilde uygulanması için önemli bir adımdır.
Açık duruşma kavramı, Roma dönemine kadar uzanır. Roma’da, hukuk davaları kamuoyunun önünde yapılmıştır. Aynı şekilde, Orta Çağ’da da açık duruşma uygulaması devam etmiştir. Ancak, modern açık duruşma uygulaması, 18. yüzyılda İngiltere’de başlamıştır.
Açık duruşma, günümüzde dünya genelinde birçok ülkede uygulanmaktadır. ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Almanya ve İsveç gibi ülkelerde açık duruşma uygulaması yaygın olarak kullanılır.
Açık duruşma, birçok alanda kullanılır. Örneğin, ceza davaları, medeni davalar, ticaret davaları ve idari davalar açık duruşma uygulamasıyla gerçekleştirilir. Açık duruşma, suçluların cezalandırılması, anlaşmazlıkların çözülmesi ve adaletin uygulanması için önemli bir yargılama yöntemidir.
Açık duruşma, hukuk sisteminin şeffaflığını sağlar. Kamuoyunun, mahkemede neler olduğunu ve nasıl kararlar verildiğini görmesi, adaletin açık bir şekilde uygulandığından emin olmasını sağlar. Ayrıca, açık duruşma, hukuk sisteminin güvenilirliğini ve saygınlığını arttırır.
Ancak, açık duruşma uygulamasının bazı dezavantajları da vardır. Örneğin, açık duruşma uygulaması, bazı durumlarda mağdurların ve tanıkların güvenliğini riske atabilir. Ayrıca, bazı davalarda, açık duruşma uygulaması, tarafların ve jürinin objektifliğini etkileyebilir.