Kategoriler
Kişisel Gelişim

Camilerin Toplumsal Açıdan Ne Gibi İşlevi Vardır?

Camilerin toplumsal açıdan işlevlerinin ilki İslam toplumunu oluşturmasıdır. Camiler İslam’ın merkezi olup, onun öğrenildiği, öğretildiği ve yaşandığı bir yerdir. Cami ve cemaat ilişkisi Peygamber Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem zamanından bu yana İslam’ın direği ve temel taşı olmuştur.

İnsan tek başına iken şeytana mağlup olur. Şeytan tek kalan bir Müslümanı kandırmakta hiç zorlanmaz. Kişi eğer camiye gider cemaat arasına katılırsa şeytana karşı güçlü durumuna gelir. Şeytanda birlik olan Müslümanlara kolay kolay zarar veremez.

Kişi ibadetlerini kolay yapabilmesi için tek başına değil Müslümanlar arasında olmalı ve onların arasına katılmalıdır. İşte tam burada cami ve cemaat devreye giriyor tüm Müslümanların toplanacağı bir yer olma sorumluğunu üstleniyor ve İslam toplumunu oluşturuyor.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem zamanında namazlar cami de kılınır, ilim meclisleri camide kurulur ve zikir halkaları camide bulunurdu. Hatta Peygamber Efendimizin evinin bir bölümü camiye açılırdı.

Peygamber Efendimizden sallallahu aleyhi ve sellem bu zamana kadar gelen sahabe, tabiin, tebeut tabiin, selef, müçtehitler, alimler, evliyalar ve Allah dostları her zaman evlerinin bitişine cami yaptırtmışlar ve ibadetlerini evde değil camiye gidip cemaatle yapmışlardır. Bununla beraber İslami eğitim ve irşat faaliyetlerini yine camilerde yerine getirmişlerdir.

Peygamber Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem sürekli namazlarını camide kılması, sohbet, vaaz ve hutbelerini camide yapması caminin İslam’ın merkezi konumuna getirir.

Yine Peygamber Efendimizin camiye cemaate gelmeyen kimseleri sorması, neden gelmediklerini araştırması ve namazların evde değil de camide cemaatle kılması gerektiğini vurgulaması cami ve cemaat ilişkisinin önemini gayet ortaya koymaktadır.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem başta olmak üzere kendisinden sonra gelen halifelerin hepsi imamdı. Daha sonra gelen müçtehitlerin hepsi de imamdı.

Özellikle İmamı Azam lakabı ile meşhur olmuş Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Ebu Hanife imamdı ve toplumu bir araya getirip ilim öğretip sorularını cevaplardı. Toplum bir şey öğrenmek isteyeceği zaman camiye gelir, öğrendiklerini evlerindekilere aktarır ve yine camide tatbik ederdi.

Sonuç olarak bu zamana kadar İslam Toplumu diye bir kavramın varlığı için camiler zorunludur. Camiler insanların tek başına yapamayacakları birçok şeyi cemaat olarak toplu bir şekilde kolay ve rahat bir şekilde yapabilmektedir.

Son bir örnekle yazımıza son verelim inşallah: Kişi evde namaz kılmak istediği zaman zorlanır, geçe bırakır ve kıldığında da tadili erkan olmadan huşusuz kılar. Camiye gidip cemaate katılan insan namazlarını kılmakta zorlanmaz, namazlarını en erken vakitte kılar ve cemaatle yavaşça tadili erkana uygun olarak kılar.

Son söz: Cami yoksa cemaat yoktur, cemaat yoksa İslam toplumu yoktur, İslam toplumu yoksa herkesin teker teker şeytanın tuzağına düşmesi çoktur.