İçeriğe geç

Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım? 3 Yöntem: Kesin Çözüm

    Çocuklarımızla beraber geçirdiğimiz vakit azaldıkça dünyalarımız farklılaşıyor. Bir gün geliyor ve artık aynı dili konuşmadığımızı, aynı yolda yürümediğimizi fark ediyoruz. Bir çatının altında yaşarken bu farklılaşma nasıl olabiliyor? Çocuğumuzun bize ve değerlerimize yabancılaştığını neden erkenden göremiyoruz? Çünkü bu farklılaşma bir anda gerçekleşmiyor. Düşünceler, ilgiler, hedefler günden güne ve azar azar değişime uğruyor. Biz bu durumla ancak çocuğumuz dillendirmeye ve bizimle çatışmaya başladığında yüzleşebiliyoruz. Ve ona sahip çıkmak için alelacele tedbirler almaya başlıyoruz…

    Sahip Değil Sahib Ol

    Sohbet; arkadaşlık etme, yakınlık kurma, bedenle veya gönülle beraber olma halidir. Biz sohbeti daha çok dini konuların konuşulduğu toplantı olarak biliriz. Sohbete gitmek, sohbet dinlemek gibi kavramları da bu anlam etrafında kullanırız. Sohbette konuşulan konudan daha önemlisi aslında beraber bulunulan insanlardır. Nitekim Peygamber Efendimizin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) sohbetinde bulunan Müslümanlar sırf bu birliktelikten ötürü onurlandırılmış ve sohbetle aynı kökten gelen “ashab” ve “sahabe” isimleriyle anılmışlardır. Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’de Hz. Ebubekir’den, Peygamber Efendimizle beraberliği sebebiyle, arkadaş anlamına gelen “sahib” olarak bahsedilmiştir. (Tevbe, 40)

    Tüm bunlarla ilişkili olarak acaba “çocuğumuza sahip çıkmaktan” ne anlamalıyız? Bir mala sahip çıkmak ile bir insana sahip çıkmak aynı değildir. İlkinde bir malın kime ait olduğunun netleşmesi amaçlanır. İkincisinde ise bir kişiyi korumak, gözetmekten bahsedilir. Çocuklarımıza sahip çıkmayı düşünürken, onları mülkümüz olarak görüp bizden ayrı hareket etmemelerini sağlamayı mı istiyoruz? Bunun dini terbiye bakımından bir değerinin olmadığı çok açık. Biz çocuklarımıza sahip çıkmaktan, arkadaşlık ve yoldaşlık ederek onları maddi-manevi zararlardan korumayı anlamalıyız. Bunun yolu da onlara arkadaşça “sahib” olmaktan geçer.

    Aile Yoksa Fenomenler Var

    Çocuğumuzla arkadaşlık edip, yakınlık kuran o kadar çok kişi var ki… Neredeyse bütün çocukların sohbet ortamı artık çevrimiçi dünya. Hayata dair öğütleri, doğru ve yanlışa ilişkin kriterleri oradaki fenomenlerden duyuyorlar. Okuldaki fiziksel birlikteliklerinin gündemini de çevrimiçi yazışmalarının konusunu da bu fenomenlerden öğrendikleri belirliyor. Anne babası farklı, öğretmenleri farklı milyonlarca çocuğun dünya görüşlerini sosyal medya fenomenleri inşa ediyor. Yakın zamanda izleyici kitlesini çoğunlukla çocukların oluşturduğu bir Youtube fenomeninin “İki haftada bir, ayda bir insanın bünyesine göre arkadaş çevresinde bir sosyal içici olabilir bence” diyerek alkole özendirmesi yoğun tepki çekmişti. Halbuki bu, fenomenlerin olumsuz yönlendirmelerinin ilki ve en kötüsü değildi. Sonuncusu da olmayacak…

    Bu kişilerin bağımsız abiler, ablalar olduğunu düşünmek safdillik olur. Nitekim toplumsal dönüşümle ilgili ajandası olan kuruluşlara bağlı hareket ettikleri; oyun, moda, müzik gibi farklı ilgi alanları olsa da ortak mesajları verdikleri aşikar. Sizin çocuğunuza izletecekleri on dakikalık tek bir video için günlerce uğraşıyorlar. Bunun sonucunda bir milletin çocuklarına ekran karşısında “sahib” oluyor, onlarla gönül beraberliği sağlayıp yakınlık kuruyor ve yeni neslin duygu ve zihin dünyasını inşa ediyorlar.

    Yolda Beraber Yürüyelim

    Tüm bunlar olurken anne baba çocuğuna gerek gördükçe sohbet ediyor, kendini dinletmeye uğraşıyor ama onu dinlemek için çaba göstermiyorsa çocuğu kazanan tarafın kim olacağını tahmin etmek zor değil. Çocuğumuzu günden güne ve azar azar kaybetmemek için onun bedenle ve gönülle bir araya gelmekten hoşnut olacağı sohbet arkadaşları olmak zorundayız. Bunun için ilk olarak çocuklarımızı bu kadar etki altına alan kişileri izleyerek neyi, nasıl yaptıklarını görebilir ve çocuklarımızın bizde bulamadıkları neleri o videoda bulduklarını anlayabiliriz.

    Yaramaz Çocuğa Nasıl Davranmalı?

    Çocuklar didaktik, öğretici üslupla kendilerine yaklaşılmasından hoşlanmıyorlar. İletişimden keyif almayı ve eğlenmeyi önemsiyorlar. Bu yüzden onlarla sohbetlerimiz nasihat şeklinde ve sadece dini konularda değil; karşılıklı fikir alışverişi şeklinde, günlük hayatın her yönünü kapsayıcı ve yeterince esprili olmalı. Ayrıca çocuk aklındaki soruları, kendi fikirlerini tepki görmeyeceğini bilerek rahatlıkla ifade edebilmeli ki aile onun zihni dönüşümünü erkenden görme ve doğruya yönlendirme imkanı bulsun.

    Yasaklama, engelleme ergenlikten itibaren işe yarar bir çözüm değildir. Zira ergenler istedikleri etkinliğe ulaşmanın yolunu bir şekilde buluyorlar. Bu yüzden ergenlikte çocuğun ilgilerine ve meraklarına eşlik etmek çok önemli. İzlemek istediği bir filmi onaylamıyorsanız bile engellemek yerine birlikte izlemek, ardından filmdeki alt metinleri fark ettirecek şekilde onunla sohbet etmek; bir fenomenin videosunu birlikte izleyip verdiği mesajla ilgili soru işareti oluşturmak gibi ufak adımlarla çocuğunuzun eleştirel düşünme becerilerini geliştirebilirsiniz. O kişi, o film, o konu hakkında fikirleri henüz oluşuyorken sizin “Bir de buradan baksak…” diyen, emretmeyen, çocuğa üstten yaklaşmayan tavrınız tabloya çok olumlu yansıyacaktır.