İçeriğe geç

Depremin Psikolojik Etkilerine Karşı Gençlere Nasıl Yardımcı Oluruz?

    Ülkemizde son yıllarda birçok doğal afet yaşandı. Son olarak Kahramanmaraş merkezli oldukça şiddetli iki deprem felaketiyle ülkece yasa boğulduk. Hepimiz yoğun bir şekilde kaygı, çaresizlik, umutsuzluk, suçluluk, üzüntü, öfke duyguları yaşıyoruz. Televizyondan dakika dakika arama kurtarma çalışmalarını izliyoruz, telefonlarımızdan haberleri, belki deprem bölgesindeki yakınlarımızı belki yakınlarını kaybedenlerin paylaşımlarını takip ediyoruz. Yemek yemekten, sıcak evlerimizde oturmaktan utanır hale geldiğimiz büyük bir acıyı yaşıyoruz.

    Hepimizde duyguların yoğunluğu farklı oluyor elbette. Kimisi günlük hayatına devam edemeyecek kadar depresif oluyor kimisi etkilense bile rutin hayatını aksatmayabiliyor. Yetişkinler gibi ergenler de depremden oldukça etkilendi. Doğrudan -madden/bedenen- zarar gören ergenlerimizin yanı sıra deprem bölgesinden uzakta yaşayıp haberler aracılığıyla depremi takip edenler de var.

    Deprem; günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan ve kişiyi güçsüz bırakan oldukça travmatik bir olaydır. Deprem bölgesinde olaydan birebir etkilenen kişiler doğrudan travma yaşarken, afetten etkilenen insanların görüntülerini görerek yahut depremzedelerle ilgilenerek bir şekilde onların travmalarına dolaylı yoldan maruz kalanlar ise ikincil travma yaşarlar.

    Depremi yaşayan ergenler tekrardan depreme maruz kalma korkusu, sallanıyormuş hissi yaşayabilir, gördüğü görüntüler sürekli gözlerinin önüne gelir. Düşüncelerinde bulanıklık olabilir, dalıp gitmeler yaşayabilir. Zihni çok doluymuş gibi gelebilir, odaklanma sorunları yaşayabilir. Yoğun bir şekilde üzüntü, öfke, suçluluk gibi duygulara kapılabilir.

    Depremi yaşayan kişilerle aynı belirtileri göstermenin yanı sıra “sağ kalanın suçluluğu”nu yaşayabilirler. İnsanlar enkaz altındayken ya da enkaz altındaki yakınlarını beklerken normal hayatlarına devam etmek onlara suçlu hissettirir. Bu sebeple mümkün olduğunca deprem görüntülerine maruz kalıp üzülerek, rutin hayatlarına devam etmeyerek bu felaketten paylarına düşeni almaya çalışırlar.

    İkincil Travma Belirtileri Varsa Neler Yapabiliriz?

    En başta bu süreçte ergenlerin yaşadıkları hemen her duygu olağan kabul edilmeli ve yaşanmasına izin verilmelidir. Sonuçta çok taze bir acı var, henüz yıkımın net sonuçları bile belli değil, tedavi olan insanlar var, evlerinden taşınan insanlar var. Buna bir anda uyum sağlamak kolay değildir.

    Yoğun duygular yaşayan ergenlerin çoğunluğunda, açılan yaranın kendi kendine kabuk bağladığını görürüz. Yapmamız gereken şey bu hissettiklerinin normal olduğunu, bizlerin de zor duygular yaşadığını dile getirmektir. Ergenlerle her istediklerinde depremle ilgili konuşmak, onları yönlendirmeden ya da nasihat etmeden sadece dinlemek, duygularını yaşamalarına imkan sağlar.

    Ergenleri bilgi kirliliğinden korumak da son derece önemlidir. Sosyal medyada yayılan “depremin bazı güçlerce yapıldığı, belli yerlerde yeni depremlerin olacağı” ve benzeri kaynağı olmayan bilgilere karşı ergenler uyarılmalıdır.

    Yalnızca bizim ülkemizde değil, tüm dünyada yankı bulan bir felaketi yaşıyoruz. Ergenlere hem ülkemizdeki hem de dünyadaki yardım faaliyetleri ve dayanışmayı göstermek, onlara güç verecektir. Diğer insanların da aynı duyguları yaşadığı, herkesin deprem sonrasında yaraları sarmak için elinden geleni yaptığı, kendisinin de yapabileceği şeyler olduğu anlatılmalıdır.

    Normal Hayat Rutinine Dönülmeli

    Depremden etkilenen insanlar için yardımlar yaparken bir yandan da rutinlerimize dönmemiz gerekir. Televizyon başında enkaz görüntüleri izlemek ya da sürekli sosyal medyadaki paylaşımları takip etmek bizlere de depremden etkilenen kişilere de fayda sağlamayacaktır. Kendi iyilik halimizi korumak için elimizden geldiği kadar normal hayatımıza devam etmek zorundayız. Ergenlerin rutine dönmeleri, duyguların yoğunluğunu azaltmaları ya da dikkatlerini toplamaları biraz daha zor olabilir. Onlara ev içinde sorumluluklar vermek, bazı meşgalelerle rutin hayatlarına dönmeye zorlamak gerekebilir.

    Ergenin depremi olabildiğince gerçekçi ve somut şekilde algılayabilmesini sağlamak önemlidir. Ergenlere depremi somutlaştırabilmesi için bilimsel bilgiler ışığında açıklamalar yapılmalıdır, yetersiz kalındığında depremin nasıl oluştuğuna ilişkin video izletilebilir, konuyla ilgili bilim insanlarının konuşmaları dinletilebilir. Hem depremin oluşumu hem de olası bir deprem durumunda kendini nasıl koruyabileceğine dair yönergeleri öğrenen ergen, kendini daha güvende hissedecektir.

    Deprem bölgesinde olmayan kişileri en çok zorlayan duygu çaresizliktir. Ergenlerin bu çaresizlik duygusunu azaltabilmeleri için depremle ilgili yardımlaşma faaliyetlerine katılması teşvik edilmelidir.

    Her ergenin deprem sonrasında vereceği tepkiler birbirinden farklı olacaktır. Bazı ergenler birkaç hafta içe kapanık olup sonrasında normal hayatına dönerken bazıları aylarca bu olumsuz duygu durumundan çıkamayabilir. Eğer ergenlik dönemindeki çocuğunuzda deprem sonrasında kaygı, suçluluk, üzüntü, öfke gibi duyguların yoğunluğu zamanla azalmıyorsa; genç günlük rutinlerine dönmekte zorlanıyorsa, odaklanma ve uykuda zorluklar yaşıyorsa mutlaka bir uzmanla görüşmekte fayda vardır.