İkinci Karabağ Savaşı, Azerbaycan’ın kesin üstünlüğüyle sonuçlandı. Rusya’nın destek verdiği Ermenistan, 1988’de başlayıp 1994’te sona eren savaşın küllerini yeniden alevlendirmek ve Karabağ’ı tamamen ele geçirmek için 2020’de harekete geçmiş, Azerbaycan’ın egemenliğindeki bölgeye saldırmıştı. Ağır silahlarla saldırdığı Azerbaycan topraklarından Türk SİHA’larının bombardımanıyla büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Rusya’nın kışkırtmalarına gelerek bir an Karabağ’ı tamamen ele geçirebileceğini düşünen Ermenistan Başbakanı Paşinyan, hezimetten sonra büyük tepki toplamış, sonra da Rusya’nın arabuluculuk yapmasıyla yenilgiyi kabul etmişti.
Ermenistan tıpkı İsrail gibi bir devlet. İsrail nasıl Ortadoğu’da bir projenin ürünü olarak kurulduysa, Ermenistan da Kafkasya’daki Müslüman nüfusa karşı kurulmuş bir devlet. Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’ni de içine alan “Büyük Ermenistan” hayali, uzun süredir Ermenilerin gündeminde bulunuyor. Ülkede yaşayan halk büyük ölçüde garibanlardan oluşsa da, dünya geneline yayılmış Ermeni lobisi Büyük Ermenistan idealine hizmet etmeye çalışıyor. Şayet Karabağ tamamen Ermenilerce ele geçirilseydi, bu işgal söz konusu idealin bir parçası olarak lanse edilecek, ardından başka toprakların işgali için yeni bahaneler üretecekti. Ama olmadı. Azerbaycan ve Türkiye omuz omuza vererek Ermenistan’ın hem Karabağ üzerindeki hem de uzun vadede bölge üzerindeki heveslerini kursağında bıraktı.
Yapılan tüm barış görüşmelerine ve iyi niyetli gayretlere rağmen Ermenistan bugünlerde Karabağ’a taciz ateşleri açıyor. Bunlar elbette sinek vızıltısı mesabesinde. Erivan yönetimi kendi kendine eğlenerek kamuoyonu rahatlatmaya çalışıyor. Fakat Ermenistan şansını fazla zorluyor. Çünkü bölgenin hakim unsuru haline gelen Türkiye’nin artık yeni çılgınlıklara tahammülü yok.