Kategoriler
Kişisel Gelişim

Hz. Adem’in Babası Var Mı?

Hz. Ademin babasının var görüşünün kaynağı tamamen Mustafa İslamoğlu’nun hevâ ve hevesidir. Hz. Ademin babası yoktur, İslami kaynaklarla da sabittir. Bunun aksini iddia eden nefsin hevesine kapılarak yanlışa düşmüştür.

Sıkıntı şuradaki bir insan “ben Kuran’ı böyle böyle anlıyorum” diyebilir. Ne kadar absürt bir sözde olsa da ne kadar anlamsız, temelsiz ve mantıksız bir cümlede olsa bir insan böyle bir şey söyleyebilir.

“Benden başkaları ve benden öncekileri şöyle anlamış olabilir ama bende böyle anlıyorum, gerekçemde şudur…” Bir insan alıntıdaki gibi fikre sahip olsa öperiz başımıza koyarız. Ama kişi Kuran böyle söylüyor derse işte halt burada başlar. Bu tamamen halt etmektir. Başka bir şey değildir.

Bu Kuran’a iftira etmektir, kelamın sahibi olan Allah’a iftira etmektir. Çünkü, Kuran böyle söylemiyor. Kuran’ın hiçbir yerinde “Ademin babası var, O bir rahimden ve nutfeden yaratıldı diyen bir ayet yoktur.

Arkadaşlar bu tamamen bir iftiradır! Bu Allah’a ve kelamullaha iftiradır. İnsan süresinde ne diyormuş: Orada elinsan varmış buradaki insan kelimesinin başında ki eliflam cins ifade edermiş, insandan nutfeden yaratıldığı için dolayısıyla Adem’de insan olduğu için o da nutfeden yaratılmıştır.

Usulsüz ve metotsuz Kuran okumalarının kişi götürebileceği başka bir nokta yoktur. Şimdi Kur’an’da böyle bir ayet var mı? Var. Bu çıkarım tek başına mantıklı mı? Aynen mantıklı. Buradaki eliflam cins içindir ve bütün insan cinsinin nutfeden yaratıldığını ifade eder.

Bu tamamen bir umum ifadedir. Peki, bu umum ifadenin tahsis edildiği yerler var mıdır? Yani bir umumun mutlak üzerine genel üzerine bırakılması için önce bir bakılır onu tahsis eden bir şey var mı diye.

Yoksa tamam, bu geneldir. Hatta Hanefilere göre genel kesin hüküm ifade eder yani kat’îdir. Ama bunu tahsis eden hususi bir delil varsa yani bütün insan cinsine işaret eden bu ayetten başka Hz. Adem’i veya bir başkasını tahsis eden en bu ayetin kuvveti kadar başka bir delil varsa işte bu umum o hususa atfedilir.

Mutlak varsa, muakkeyyede hamledilir. Deriz ki, Âdem (as) bu hükümden istisnadır. Çünkü Hz. Adem’in toprakta yaratıldığını sarahaten ifade eden Kuranda onlarca başka ayetler vardır.

Hatta Hz. Adem’in ismi zikredilmeksizin aynı bu ayetteki gibi insan türünün genelini ifade eden insan kelimesinin başında elif lam bulunan kelime şeklinde, insan türünün topraktan yaratıldığını anlatan 3-4 ayet vardır.

Yani niye bunları esas alıp bütün insanlığın topraktan yaratıldığını söylemiyorlar da o bir tek ayeti esas alıp bütün insanların o çerçeve de Hz. Adem’inden nutfeden yaratıldığını söylüyorlar.

Bu; metotsuzluğun, başı boşluğun ve Kurana serseri bakışın neticesidir. Tekraren söyleyeyim! Bir insanın böyle bakma hakkı var mıdır? Haddini ve hududunu bilmek kaydıyla bunu bir yere kadar tolerans gösterilebilir.

“Ben böyle anladım ama en iyisini Allah bilir. Benim dışımdakiler böyle anlamamış olabilir diyebilirsiniz.” Ama Kuran söylüyor denirse, dediğim gibi halt burada başlar.

İkinci mesele ise, diyelim Hz. Âdem bir erkeğin nutfesinden bir kadının rahminde döllenmiş bir nutfeden dünyaya geldi. Bu Hz. Adem’in meydana gelmesine vesile olan erkek, yani haşa Hz. Adem’in babası insan mı değil mi? İnsansa senin esas aldığın bu ayetteki kuralın içine o da girer ve o da bir nutfeden gelmiş olmalıdır.

O da bir insanın, o da bir insanın… Peki nereye gidecek bu! Bu batıldır arkadaşlar. Kafası çalışan insan “ben böyle bir ayet buldum, Kuran böyle diyor ukalalığına düşmeden önce bu gibi soruları da tasavvur eder ve cevap verir.