“Allah kime hayır vermeyi murat ederse onu dinde fakih (güzel anlayış ve gereğince yaşayış sahibi) yapar; kendisine doğruyu ilham eder.
Ebu Nuaym, Hilyetül Evliya, 4/107
Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.
Ebû Davud, İlim, 1
Göklerde ve yerde bulunanlar âlim için istiğfar ederler.
Bir önceki hadiste geçmektedir.
Kendisi nefsiyle meşgulken göklerdeki ve yerdeki meleklerin onun için Allah’tan mağfiret dilemek ile meşgul oldukları kimsenin rütbesinden daha yüksek hangi rütbe vardır? Resûl-i Ekrem ﷺ diğer bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
Şüphesiz hikmet (ilim), şerefli kimsenin şerefini artırır, köleleri ise sultanların makamlarına (meclislerine) yükseltir.
Ebû Nuaym, Hilyetül-Evliyâ, 6/185
Allah Resûlü, bu hadisinde ilmin dünyadaki neticesine dikkat çekti. Bilindiği gibi ahiret daha hayırlı ve devamlıdır (İlmin ahiretteki faydası daha çoktur) Peygamber Efendimiz ﷺ diğer bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
Şu iki haslet münafıkta bulunmaz: Güzel görüntü ve dinde fakih olmak.
Tirmizî, İlim, 19.
Zamanımızdaki bazı fıkıhçıların münafık oluşu sakın seni bu hadis hakkında şüpheye düşürmesin. Çünkü hadis, senin fıkıh olarak bildiğin şeyi kastetmiyor (Fıkhın asıl manası ileride açıklanacak).
Fakihin en düşük derecesi, ahiretin dünyadan daha hayırlı olduğunu bilmesidir. İnsan bunu gerçek olarak bildiği ve bu marifet ona galip geldiği zaman, nifak ve gösterişten uzak durur. Resûlullah ﷺ konuyla ilgili diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur:
İnsanların en faziletlisi, mümin bir âlimdir; ona ihtiyaç olunca fayda verir, ihtiyaç olmayınca, ilmi kendine yeter (kimseyi aramaz).
Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/109 (Beyhakî, Şuabül-İmân’da, Ebü’d-Derdâ’dan mevkuf olarak (ona ait bir söz olarak) rivayet etmiştir).
İman çıplaktır, onun elbisesi takva, süsü hayâ, meyvesi ilimdir.
HafIz Irâkî demiştir ki: Hadisi Hâkim, Târîhu Nîsâbûr’da Ebü’d-Derdâ’dan rivayet etmiştir. Senedi zayıftır (Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/109).
İnsanların peygamberlik derecesine en yakın olanları ilim sahipleri ve cihad edenlerdir. ilim sahipleri, insanları peygamberlerin getirdiği dine yönelttiler. Cihad edenler ise peygamberlerin getirdiği dini korumak ve yaymak için kılıçlarıyla cihad ettiler.
Sehâvî, Makâsıdül-Hasene’de hadis için şu açıklamayı yapar: Hadisi Ebû Nuaym Fadlül-Âlimil-Afif isimli eserinde zayıf bir senetle İbn Abbas yoluyla rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Ali el -Müttakî, Kenzül-Ummal, nr. 10647.
Bir kabilenin ölümü, bir âlimin vefatından daha hafiftir.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/37; Beyhakî, Şuabül-İmân, nr. 1719; Deylemî, Firdevsül-Ah bâr, nr. 6771; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 1/201.
İnsanlar, altın ve gümüş madenleri gibi farklı yapı ve değere sahiptirler. Onların Câhiliye devrinde hayırlı olanları, fıkıh ehli olduklarında İslâm’da da en hayırlı olurlar.
Müslim, Birr, 49; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/539.
Kıyamet günü, âlimlerin mürekkebi, şehidlerin kanı ile tartılır (âlimlerin mürekkebi ağır basar).
İbn Abdülber, Câmiu Beyâni l-ilm, 1/31; Münâvî, Feyzül-Kadîr, nr. 10026.
Kim, sünnetimden kırk hadis ezberler (onu yaşar) ve ümmetime ulaştırirsa, kıyamet günü ona şefaatçi ve şahit olurum.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/43. Sonu biraz farklı bir hadis için bk. Ebû Nuaym, Hilyetü l-Evliyâ, 4/210.
Efendimiz ﷺ diğer hadiste şöyle buyurmuştur:
Ümmetimden kim kırk hadis ezberleyip (yaşayarak) insanlara taşırsa, kıyamet günü azîz ve celîl olan Allah’a fakih ve âlim olarak kavuşur.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/43.
Kim, azîz ve celîl olan Allah’ın dininde fakih olursa, mühim işlerinde ona Allah yeter ve onu hiç beklemediği yerden rızıklandırır.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/43; Hatîb, Târîhu Bağdâd, 3/242; Zebîdî, İthâfü’s-Sâde , 1/115.
Allah Teâlâ, İbrahim’e (aleyhisselâm] şöyle vahyetti: Ey İbrahim, ben her şeyi bilenim; derin ilim sahiplerini severim.
Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/117.
Âlim, yeryüzünde Allah Teâlâ’nın güvenilir kuludur.
İbn Abdülber, Câmiu Beyâni 1-İlm, 1/43; Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/117.
Ümmetimden iki sınıf vardır ki onlar güzel olursa, insanlar güzel olur; bozulduklarında insanlar bozulur. Onlar, yöneticiler ve âlimlerdir.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/184; Ebû Nuaym, Hilyetül-Evliyâ, 4/101; Zebîdî, İthâFü’s-Sade, 1/117.
İçinde beni yüce Allah’a yaklaştıracak yeni bir ilim elde etmediğim günde güneşin doğmasında benim için hayır ve bereket yoktur.
İbn Abdülber, Câmiu Beyâni l-ilm, 1/61; Taberânî, el-Mu’cemül-Evsat, nr. 6632; Ebû Nuaym, Hilyetül-Evliyâ, 8/188; İbn Adî, el-Kâmil fi’d-Duafâ, 2/79; Süyûtî, el-Câmiu’s-Sagîr, nr. 343.
Resûlullah ﷺ, ilmin ibadet ve şehitlikten daha üstün olduğu konusunda buyurmuştur ki:
Âlimin âbide üstünlüğü benim ashabımdan en aşağı derecede bulunana üstünlüğüm gibidir.
Ebû Davud, İlim, 1; Tirmizî, İlim, 19; İbn Mâce, Mukaddime, 17; Dârimî, Mukaddime, 32; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/196.
Bakınız, Allah Resûlü ﷺ, ilmi nasıl peygamberlik rütbesine yakın bir rütbe yaptı ve ilimden yoksun amelin derecesini nasıl daha aşağı düşürdü. Halbuki âbidin sürekli yapıp durduğu ibadet hepten ilimsiz değildir; çünkü yeterince ilim olmasa ibadet olmazdı.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) diğer hadislerinde şöyle buyurmuştur:
Âlimin âbide üstünlüğü, dolunayın, diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir.
Ebû Davud, İlim, 1; İbn Mâce, Mukaddime, 11, Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/196.
Kıyamet gününde şu üç grup şefaat ederler. Önce peygamberler, sonra âlimler, daha sonra da şehitler.
İbn Mâce, Zühd , 37.
Allah Teâlâ’ya dinde fakih olarak ibadet edilmekten daha üstün bir şeyle ibadet edilmedi. Tek bir âlim, şeytana karşı, bin âbidden daha şiddetlidir. Her şeyin bir direği vardır; bu dinin direği de fıkıhtır.
Hadisin ilk kısmı için bk. Taberânî, el-Mu’cemül-Evsat, nr. 6166. Hadisin ikinci kısmı için bk. Tirmizî, İlim, 19; İbn Mâce, Mukaddime, 17.
Dininizin en hayırlısı, en kolay olanıdır. İbadetin en hayırlısı fıkıhtır (sünnete uygun amel etmektir).
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/21. Hadisin birinci kısmı için bk. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/338; Tayâlisî, el-Müsned, nr. 1295, 1297; Taberânî, el-Mu ́cemül-Kebîr, 18/230. Hadisin son kısmı için bk. Taberânî, el-Mu’cemül-Evsat, nr. 9264; Heysemî, Mec mau’z-Zevâid, 1/123.
Âlim olan mümin, sadece ibadetle meşgul olan müminden yetmiş derece üstündür.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-ilm, 1/22. Benzer bir hadis için bk. Ebû Yaʻlâ, el-Müsned, Beyrut 1998, nr. 853; Heysemi, Mecmauz-Zepaid, 1/122.
Siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki içinizde fakihler çok, kurralar, hatipler ve soru soranlar az; sorulan şeylere cevap verenler çoktur. Bu zamanda, amel ilimden daha hayırlıdır. İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki o zamanda fakihler az, hatipler çok, cevap verenler az, soru soranlar çoktur. O zamanda ilim amelden daha hayırlıdır.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/23; Taberânî, el-Mu’cemül-Kebîr, nr. 3111; Heysemî, Mecmauz-Zezaid, 1/127.
Âlim ile ibadet eden arasında yüz derece fark vardır. Her bir derecenin arası, yeğin at ile yetmiş senelik mesafedir.
İbn Abdülber, Câmiu Beyâni 1-İlm, 1/27.
Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi vesellem), “Hangi amel daha faziletlidir?” diye sorulunca, “Allah’ı bilmek (marifet)” buyurdu. Kendisine, “Hangi ilmi kastediyorsunuz?” diye soruldu. Allah Resûlü, “Yüce Allah’ı bilmeyi kastediyorum” buyurdu. Kendisine,
“Ey Allah’ın resûlü, biz sana amelden soruyoruz. Siz ise bize ilimden cevap veriyorsunuz” denilince, Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
Allah’ı bilerek yapılan az amel fayda verir, fakat Allah’ı tanımadan yapılan amel çok da olsa (o kadar) fayda vermez.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/45.
Kim ilim öğrenilen bir yola girerse, Allah Teâlâ onu cennete giden yola iletir.
Buhârî, İlim, 10; Müslim, Zikir , 38; Tirmizî, İlim, 2; Süyûtî, el-Câmiu’s-Sagîr, nr. 8756.
Yaptığından hoşnut olduklarından dolayı melekler ilim talebesini kanatlarıyla kuşatırlar.
Ebû Davud, İlim, 1; Tirmizî, İlim, 19; İbn Mâce, Mukaddime, 17; İbn Hibbân, es-Sahîh, nr. 88; Dârimî, İlim, 32.
Sabahleyin ilimden bir mesele öğrenmen, yüz rekât nâfile namaz kılmandan daha hayırlıdır.
İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-İlm, 1/25. Benzer bir hadis için bk. İbn Mâce, Mukaddime, 16.
İlimden bir mesele öğrenmek, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.
İbn Hibbân, Ravzatü l-Ukalâ, s. 40; Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/147 (Hasan-ı Basrî’den mevkuf olarak).
İlim Çin (gibi uzak ülkelerde) de olsa onu elde etmek için peşine düşünüz
Beyhakî, Şuabül-İmân, nr. 1663; İbn Adî, Kitâbü’d-Duafâ, 1/178; İbn Asâkir, Târîhu Di | mask, Beyrut 1998, 22/322.
İlim öğrenmek her müslümana farzdır .
İbn Mâce, Mukaddime, 17; Beyhakî, Şuabül-İmân, nr. 1664-1666; Heysemî, Mec mauz-Zezaid, 1/119-120.
İlim bir hazinedir, anahtarı ise sormaktır. Bilmediklerinizi ilim ehline sorunuz. Bu durumda dört kişi sevap alır:
1. Soruyu soran, 2. Cevap veren, 3. Dinleyen, 4. Onları seven.
Ebû Nuaym, Hilyetül-Evliyâ, 3/192; Münâvî, Feyzül-Kadîr, nr. 5712.
Cahile, cehaletinde susup kalması, âlime de bildiği konularda (sorulunca) susması layık değildir.
Taberânî, el-Muícemül-Evsat, nr. 5361; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 1/164; Ali el-Müttakî, Kenzii1-Ummal, nr. 29264.
“Bir âlimin meclisinde bulunmak, bin rekât nâfile namaz kılmaktan bin hasta ziyaretinden ve bin cenazeye iştirak etmekten daha faziletlidir.” Oradakiler, “Yâ Resûlallah! İlim meclisinde bulunmak, Kur’an okumaktan da faziletli midir?” diye sorduklarında, Allah Resûlü,
“Kur’an okumak ancak ilimle fayda verir buyurdu.
Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/150-151. Benzer rivayetler için bk. Münzirî, et-Tergîb ve’t-Terhîb, 1/97, 98.
Kim, İslâm’ı ihya etmek için ilim öğrenirken ölürse, cennette onunla peygamberler arasında bir derecelik fark vardır.
Dârimî, Mukaddime, 32; İbn Abdülber, Câmiu Beyânil-ilm, 1/46; Zebîdî, İthâfü’s-Sâde, 1/151.
İlimle İlgili Hadisler Nelerdir?