İlmihal nedir? İlmihal, her Müslümanın bilmesi gereken asgari ilimlerdir. İlmihal, mükellef bir insanın içinde bulunduğu vakitte yapması gereken ibadetlerin ve amellerin ilmini bilmektir. Öğrenilmesi farz olan bir ilimden cahil kalmak haramdır. İlmihal her anne babaya farz olduğu gibi, çocuklarına ilmihallerini öğretmeleri veya öğretene göndermeleri de farzdır.
Aile fertlerinin ilmihalinden birinci derecede baba, sonra anne sorumludur.
İlmihalin bir kısmı bulûğ çağına kadar her mükellef tarafından kesin öğrenilmiş olmalıdır. Bu kısma gusül, abdest, hayız, namaz, Kur’an öğrenimi, oruç gibi vazifeler girer. Bunlar mükellef olan erkek ve kadını ilk anda ilgilendiren vazifelerdir. Bunların dışında kalan zekât, hac, kurban, adak, yemin, evlilik, boşama ve ticaret gibi işlerin yapılacağı zaman öğrenilmesi yeterlidir.
Dinimizin inanç ve ahlâk konuları da ilmihalin içine girer.
Ailede çocuğa yedi yaşından itibaren ilk ilmihal bilgileri verilmeye başlanmalı ve bulûğ çağına kadar tamamlanmalıdır. Çocuğuna bulûğ çağına kadar farz olan ilmihalini öğretip gereken eğitimi veren bir baba ve anne, sorumluluktan kurtulur.
Öğretim, bir şey hakkında bilgi vermek; eğitim ise uygulamayla bir şeyi yaparak alışkanlık ve huy haline getirmektir.
Çocuğa sadece abdesti ve namazı anlatmak yetmez, onu yaparak, yaptırarak ve uygulama imkânlarını hazırlayarak hayatın bir parçası haline getirmelidir.
Çocuğun elbisesi gibi edebi de önemlidir. Onun kalıbı gibi kalbi de aileye emanettir. Çocuğun karnını doyurup kalbini aç bırakmak, dünyasını düşünüp âhiretini ihmal etmek dostluk ve vefa değildir.
İlmihalle ilgili sorulan sorulara âlimlerin cevap vermesi farzdır. Bu konuda susmak, sonra öğretirim demek veya geciktirmek câiz değildir; çünkü ilmihal ihmal edilirse farz olan bir amele ait ilim ihmal edilmiş olur.
Sizde merak ettiğiniz dini soruları çekinmeden videonun altına yorum yazarak sorabilir, cevaplarınızı kanala abone olarak takip edebilirsiniz.
İlmihali öğretmek için bütün müslümanlar seferber olmalıdır. Bunun için gerekli hizmetleri görmek, yer ve imkân hazırlamak, öğretmen bulmak müslüman toplumun temel görevidir. Bu iş özellikle zenginlerin ve ehliyet sahibi insanların üzerine farzdır.
İlmihalin öğrenilmesinde mezhep ve meşrep ayrıcalığı yoktur. Bütün mezhepler ve mânevî terbiye yolları, kendi ilmihalini bilmekle yükümlüdür.
İlmihal, günlük hayattaki amel ve ibadetlerin ilmidir. Bu amel ve ibadetler Kur’an ve Sünnet’e dayanır. Akılla ibadet belirlenmez. Akla düşen, Rabb’inin muradını doğru anlamak ve samimiyetle gereğini yapmaktır.
Bütün mezhep âlimlerimiz Kur’an ve Sünnet’e dayanarak bir müslümanın ibadet ve muâmelât hayatını belirlemişlerdir. Buna geniş mânada fıkıh denir. Fıkhın günlük farz amelleri ilgilendiren kısmı ilmihali oluşturur.
Din, kalpte yerleşen sağlam bir inanç ve bütün hayatı saran ilâhî bir terbiyedir. Bu terbiyeyi bize öğreten yüce Allah’ın peygamberleridir.
Son peygamber gönderilmiş, hak dine davet yapılmış, insanlığa görevleri açıkça bildirilmiş, ilâhî emanet insanlığa ulaşmış ve mükellef olanlar için sorumluluk başlamıştır. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlık son dinden, son peygamberden ve son ilâhî kitaptan sorumludur.
Son din İslâm, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v), son ilähi kitap da Kur’ân-ı Kerîm’dir. Bunların dışında bir yolla yüce Allah’a ibadet yapmak, terbiye olmak, cenneti bulmak mümkün değildir. Mümkün zannedip kendince bir yol tutanı yüce Allah kabul etmiyor.
Bu konudaki ilâhî hüküm şudur: “Allah katında geçerli tek din Islâm’dır.” “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, o (bulduğu din, yol ve yaşantı Allah katında) asla kabul edilmeyecektir ve o kimse âhirette ziyana uğrayanlardan olacaktır.” Ayetlerin Kaynakları: Âli İmran 19. ve 85. Ayetleri
Dinimiz insanların bilmesi gereken helâl ve haram olan şeyleri öğretmiş, ibadet şekillerini belirlemiş ve açık bir biçimde önümüze koymuştur.
Bu durum hadis-i şerifte şöyle ifade edilmiştir: “Helâl şeyler açıklanmış olup bellidir, haramlar da açıklanmıştır ve bellidir. İkisi arasında şüpheli şeyler vardır. Kim (haramlardan kaçtığı gibi) şüpheli şeylerden de uzaklaşırsa dinini ve şerefini korumuş olur.” Hadisi Şerif Kaynak: Buhari, İman, 39; Müslim, Müsâkat, 107; İbn Mâce, Fiten,14.
Yüce Allah’a dostluk ve güzel kulluk yapmak isteyen kimseler, bu işi kendi keyiflerine göre değil, yüce Allah’ın istediği şekilde ve usulde yapmalıdır. Dost olmak isteyenlere yol gösterilmiştir; aksine gidenler Allah’a değil, ateşe ulaşır. Böyle bir halden yüce Allah’a sığınırız.
İlmihal, birkaç ibadetle sınırlı değildir. İlmihal bir müslümâna farz olan bütün inanç ve amellerin ilmini içerir. Bu vazifeler, kalp ve bedene ait olmak üzere iki kısımdır.
Müslüman, yüce Allah’a teslim olan kimsedir. Bu teslimiyet kalp ve bedenle isteniyor.
Din, iman ve sâlih amellerden oluşur. İman kalple, sâlih amellerse kalple birlikte bütün bedenle yapılır.