Namazda kıbleye yönelmek şarttır. Kıble, Mekke’de bulunan Kabe’dir.
Kabe yönü pusula aleti ile tayin edilir. Mescidlerin ve camilerin mihrapları kabe yönünün gösterir. Öncekilerden kalma eski bir mihrap varsa, Kabe yönünü araştırmaya gerek kalmaz. Çünkü bu mihraplar usulüne uygun olarak yapılmıştır. Doğu ülkelerinde bulunanların kıblesi batı yönü olur.
Ağır hasta olan birinin kıbleye dönmeye gücü yetmez, yanında yardım edecek kimse de bulunmazsa, çevirebildiği tarafa yüzünü döndürerek namaz kılması caiz olur.
Kendisi kıbleye çevirecek biri bulunursa, fakat çevirmek hastaya zarar verecek olsa, bu kimsenin de yüzünün istediği tarafa çevirerek namaz kılması caizdir.
Kıblenin ne taraf olduğu hususunda şüpheye düşen kimse soracak birini bulamazsa, kendisi araştırır; kalbinin kanaat ettiği tarafa dönerek namazını kılar.
Böyle bir namazını bitirdikten sonra kıble hususunda hata ettiğini anlasa bile namazını iade etmez. Fakat hatasını namaz esnasında anlarsa, hemen kıbleye döner, namazını tamamlar.
Bir kimse yanında sorabileceği biri olduğu halda sormasa da kendi araştırmasına göre namaz kılsa, eğer kıbleye isabet etmişse namazı sahihtir. Yanlış tarafa durmuşsa, namazını iade etmesi gerekir. Körler hakkında da bu hüküm geçerlidir.
Kıble hakkında şüpheye düşen kimse araştırmadan namaza başlasa, namaz esnasında yöneldiği yerin doğru olduğunu anlasa, namazını bozar ve iade eder, Fakat namazını bitirdikten sonra anlasa, yeniden kılması gerekmez.
Bir kimse kıble hususunda şüphe etse ve araştırırsa, sonra da kıble oluduğunu kanaat getirdiği yönden başka bir tarafa yönelerek namazını kılsa, bu durumda isabet etse de namazını yenilemesi gerekir. İmam Ebu Yusuf’a göre böyle biri isabet etmişse, namazını yenilemesi gerekmez.
Kıble hususunda farklı fikirlere sahip olanlar namazların tek tek kılarlar. Cemaatle kıldıklarında kıble hususunda imama muhalif olan kimsenin namazı sahih olmaz.
Otobüs, taksi, tren veya uçak gibi vasıtalarda namaz kılmak mecburiyetinde kalındığında, mümkün mertebe kıbleye yönelmek gerekir. Bu mümkün olmadığında vasıtanın gidiş istikameti kıble kabul edilir, oturulduğu yerde namaz kılınır.
Gemide namaz kılan kimsenin yönünü kıbleye dönmesi gerekir. İstediği tarafa dönerek namaz kılması caiz olmaz. Kıbleye dönerek namaza başlayan kimsenin yönü geminin dönmesiyle kıbleden ayrılırsa, o kimse namazını kıbleye dönerek tamamlar.
Hiçbir özür yokken göğsünü kıbleden çeviren kimsenin namazı bozulur. Sadece yüzü kıbleden çevrilmesiyle namaz bozulmasa de şiddetli bir kerahat işlenmiş olur.
KIble, Kabe’nin binasından zjyade binanın bulunduğu taraftadır. Kabe ise yedi kat yerin altından, yedi kat semanın üstüne, ta Arşa kadar uzanan nurani bir sütun şeklindedir. Bu sebeple, yüzlerce metre derinliklerde çalışan işçiler, denizaltılarda bulunanlar, uçakta seyahat edenler, Kabe istikametine yönelerek namazlarını kılarlar.
Kabe’nin içinde veya etrafında namaz kılanlar, namazda Kabe’nin istedikleri tarafına yönelirler. Onlar için Kabe’nin bütün çevresi kıbledir. Bunlar Kabe’nin etrafında daireler şeklinde saf bağlayıp namazlarını eda edebilirler.
Bu durumda imamın bulunduğu yerde duranlar imamın önüne geçmemelidir. Diğer taraflarda bulunan cemaatin ise imamdan ileride olmaları, namazlarına bir zarar vermez.
Mekke’de bulunup da Kabe’yi görebilen kimsenin doğrudan Kabe’yi karşısına alması farzdır. Kabe’yi görmeyenlerin ise onu yönelmeleri kafidir. Mekke’nin dışında yaşayan diğer Müslümanların sadece Kabe cihetine dönmeleri yeterlidir. Bunların tam Kabe’ye isabet etmeleri şart değildir. Kabe istikametinden birazcık sapmış olmalarının namaza bir zararı yoktur.
Şafiler Göre İstikbali Kıble
Göğsü ile kıbleye yönelmek namazın sıhhat şartlarındandır. Mekke veya yakınında bulunan kimse mutlaka Kabe’nin ya zatına ya da ona tekabül eden boşluğa yönelmesi gerekir. Kabe’den daha yüksek bir binanın veya bir dağın üzerinde bulunan kimsenin, Kabe’nin zatına yönelmesi mümkün olmadığından onun boşluğa yönelmesi kafidir.
Kabe’nin zatına değil, yönüne yönelmek kafi gelmez.