İstikamet, kulun bütün sorumluluklara riayet ederek niyet ve amelde yüce Allah’ın çizdiği yolda gitmesi; yeme, içme, giyinme, konuşma ve ister dini ister dünyevi olsun her konuda doğru yol üzerine olmasıdır.
Kişi dilini, kalbini, hal ve hareketini istikamet üzere tutarsa kurtuluşa erenlerden olur. Dilini istikamet üzere tutan kalbini de istikamet üzere tutar. Zira dil, kalbi istikamette tutmaya yarayan en önemli uzuvdur.
Nefis istikamet üzere olursa kişinin ahlakı, hal ve davranışı istikamet üzere olur. Hal ve hareketleriyle istikamet sahibi olmayan bir kimsenin bütün gayretleri boşuna harcanmış olur. Ahlakı, huyu düzgün olmayanın manevi yolda ilerlemesi mümkün değildir.
Fahri Kainat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurur: “Kulun kalbi istikamet bulmadıkça imanı, dili istikamet bulmadıkça da kalbi istikamet bulmaz” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/198)
Kaynak: SEMERKAND AİLE DERGİSİ