İçeriğe geç

Manüplasyon Gelen Mutluluk Kalıcı Olur Mu?

    Manipülasyon yakın zamana kadar daha çok, bireylerin algısında kırılmalar oluşturup kitlesel boyutta tutum ve davranış değişikliğine yol açma şekliyle biliniyordu. Yani bildiğinizi sandığınız şey bildiğiniz gibi değil, hissettiğiniz duygu aslında size ait değil. El altından algınıza yön verip duygu ve düşüncelerinizi biçimlendirmek toplumsal boyutuyla tartışma konusu ediliyordu. Ancak günümüzde psikolojik uyanış dalgasının etkisiyle manipülasyonun bireyler arasındaki ilişkide nasıl çalıştığı sıkça konuşulur oldu. Özellikle sosyal medyada pek çok insan; eşi, anne babası yahut arkadaşları tarafından manipülasyona maruz kalıp kalmadığını sorguluyor. Kendiyle, ilişkileriyle, çevresiyle ilgili çözemediği birtakım düğümlerin ucu buralara uzanıyor olabilir mi diye merak ediyor.

    Kişinin hiç istemediği halde kendini tekrar tekrar aynı zorlukların, hataların veya duyguların içinde bulduğu ilişkilerde büyük oranda manipülasyon varlığından söz edilir. Genç çocuğuna ev içi sorumluluklarını kazandırmak isteyen ama bunu başaramayan bir anne düşünelim. Anne evladına odasını toplaması gerektiğini kabul ettirmeye çalışırken her seferinde kendini o işi yapan kişi olarak bulabilir. Peki evlat, anneyi nasıl manipüle edebilir?

    Nasıl Manipüle Oluruz?

    Manipülasyonun en bilinen şekli yalandır. Evlat hastayım diye yalan söyleyebilir ve odayı toplama görevinden sıyrılabilir. Bir diğer manipülasyon yöntemi olarak, her şey yerli yerinde bile olsa evde zaten bir düzen olmadığını söyleyip anneyi eksik hissettirir, böylece kendi yapmadıklarının üzerini örterken anneye karşı psikolojik üstünlük elde edebilir. Manipülasyonun başka bir çeşidi olarak meseleyi bambaşka yerlere çekip konuyu saptırabilir: “Sen kendi anneni sık sık ziyaret etmezken benden senin sözünü dinlememi nasıl beklersin?” Böyle bir itham doğru olmasa bile anneyi asıl konudan, odanın toplanmamış olmasından uzaklaştırıp aslında kendi annesini sık sık ziyaret ettiğini, hayırlı bir evlat olduğunu açıklamaya yöneltebilir. Manipülasyon şekillerinden bir diğeri, karşı tarafa mağdur olduğunu düşündürtmektir. “Zaten derslerim çok ağır, zorlanıyorum, arkadaşlarım gibi istediğim kıyafetleri alamıyorum, istediğim yerlere gidemiyorum…” Çektiği onca sıkıntıya bir de annesinin düzenli oda beklentisinin eklediğini, annenin onu anlamak bir yana yük olduğunu söyleyen bu cümleler, anneye düşüncesiz biri olduğunu, taleplerinin yüksek olduğunu hissettirebilir.

    Anne evlat arasındaki ilişki üzerinden anlattığımız bu örnek pek çok evlilikte eşler arasında yaşanabiliyor. Eşinin beklentilerini, ihtiyaçlarını, rahatsız olduğu durumları gündemden düşürmek için konuşulan konuyu saptırma, eşinin bencil ve duyarsız olduğunu vurgulayıp kendi ihtiyaçlarının daha önemli olduğunu düşündürtme gibi bir dizi tutum, evlilikte yaşanan manipülasyona örnektir.

    Temelinde kontrol sağlama dürtüsü olan manipülasyon bu konuda başarı elde etmiş kişiye kısa yoldan rahat bir hayat sunar. Kişi istemediği görevlerden kaçmak, eşinin ihtiyaçlarını ötelemek ve nihayetinde kontrolü ele almak için bu yollara meyledebilir. Ancak uzun vadede manipülasyonla yönlendirilen eşin tanımlayamadığı ama varlığından rahatsız olduğu duygu ve düşüncelere de yol açar. Böylece zamanla birikip bir anda patlayan sorunlarla baş edilmek zorunda kalınabilir. Üstelik bu sorunlar artık çözümden bir hayli uzak sınırlara savrulmuştur çünkü kişinin eşine güvenini zedelemiştir. Güven ise bir evliliği ayakta tutan ana unsurlardan biri olduğu kadar problemlerin çözümü için umut beslemenin de kaynağıdır. Eşine güveni olmayan bir insan onun problem çözme konusundaki niyetinden, adaletinden, gayretinden de şüpheye düşer.

    Manipülasyon Yapan Biz İsek

    Popüler psikolojik içerikler genelde manipülasyona maruz kalan tarafa hitap eder ve kişilere kendilerini nasıl korumaya alacaklarını anlatır. Ancak manipülasyon yapan biz isek ne olacak? İnsan olarak kendi hatalarımıza bakmamız zor olduğundan problem yaşadığımızda bizi işaret eden oklara kayıtsız kalabiliyoruz. Fakat evlilik ilişkisinde veya hayatın tümünde, bizdeki hataları görmezsek nereye gitsek peşimizi bırakmayacak sorunları yeniden ve yeniden yaşayacağız demektir. Üstelik tek tarafın mutlu olduğu bir evliliğin ne kadar sağlıklı olacağı da malumdur. O halde genel eğilimin dışına çıkıp eş olarak manipülatif davranışlarımız neler olabilir, biraz da onlara bakalım.

    Eşimizle anlaşamadığımız bir konuda “Ben onu bir şekilde ikna ederim” diye düşünüyorsak manipülatif maharetlerimizin varlığından söz edebiliriz. Çünkü cümle içinde geçen “bir şekilde” ifadesi, açıktan rıza almayı değil, eşi mecburen kabul etme noktasına getirmeyi kasteder. Bu “bir şekilde” ifadesinin kapsadığı tutumlar ise kimi zaman küsmek kimi zaman sevgi ve ilgiyi koşula bağlı olarak vermektir. Aslında problem olmayacak konuları problem haline getirip eşi tedirgin etmek, idare edilebilecek eksiklikleri büyütüp eşi suçlu hissettirmek yahut aciz ve muhtaç bir role bürünüp duygu sömürüsü yapmak da yine manipülasyon için sıkça başvurulan yöntemlerdir. Kadın yahut erkek herkesin bir şekilde istediğini elde etmek için başvurduğu bu manipülatif davranışlar, çoğu zaman hesaplanmış davranışlar değildir. Zamanında anne babamız, kardeşlerimiz ve arkadaşlarımızla ilişkilerimizde sergilediğimiz ve işe yaradığını görüp farkında olmadan benimsediğimiz davranışlardır. Manipülatif davranışlarımızı görmemiz ve kabul etmemiz de bu yüzden pek kolay değildir. Ancak özet olarak denebilir ki eşinizin gönülden kabul etmediği, nasıl o fikre sahip olduğunu bilemediği, akıl oyunları ve duygusal tuzaklarla elde ettiğiniz durumlar genelde manipülasyon sonucu gerçekleşir.

    Evlilikte tek tarafın değil iki tarafın da mutlu olduğu, sağlıklı ve hakkaniyetli bir ilişki için manipülasyona meyledip etmediğimizi sorgulamalıyız. Çünkü açık iletişimin getirdiği güven ve huzur paha biçilemezdir. Bu, ister evlilikte ister sosyal ilişkilerde olsun kişinin kazanacağı önemli bir ahlaktır.