Meleklerin, Allah Teâlâ’nın kulları olduğuna, mahlûkatından bir mahlûk olduğuna, erkeklik ve dişilik ile vasıflanmadıklarına icmâlî olarak iman etmek vâciptir. Onların sayılarını sadece Allah Teâlâ bilir. (Diğer mahlûkatlar gibi) ölürler. “Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmezler ve kendilerine emredilen şeyleri yaparlar” (Tahrîm 66/6). Onlardan sekizine tafsîlî olarak iman etmek vâciptir. O melekler şunlardır: Vahiy getirmekle görevli olan Cebrâil, rızık ve yağmur ile görevli olan Mîkâil, sûra üflemekle görevli olan İsrâfil, ruhları almakla görevli olan Azrâil, kabir suali ile görevli olan Münker ve Nekir, cehennem bekçisi olan Mâlik ve cennet bekçisi olan Rıdvan.
Allah Teâlâ’nın her kula iki melek görevlendirdiğine; birinin iyilikleri, diğerinin de günahları yazdığına ve ölene kadar o kuldan ayrılmayacaklarına iman etmek vâciptir.1
Nebîlere ve resûllere iman ettiğimiz gibi kirâmen kâtibîn, hafaza ve görevli meleklere de iman ediyoruz. Onların sayılarını Allah Teâlâ’ya havale ediyoruz. Allah’ın salât ve selâmı dünyada, ahirette ve kıyamet gününde olmuş ve olacak olan şeylerin adedince ebediyen onlara olsun.2
İçindekiler:
Meleklere İman Hakkında Bilgiler
Melekler, ruh gibi latif ve nurani, asıl vasıfları Allah Teala tarafından bilinen, yaratılmış bir kısım kuvvetli varlıklardır. Meleklerin bir kısmı daima ibadet ve zikirle uğraşır. Bir kısmı da yer ve göklerde pek çok görevle meşgul olurlar.
Melekler yemekten, içmekten, evlenmekten, doğup doğurmaktan beridirler. Değişik şekillere germeye kabiliyetleri vardır. Yüce Allah’ın emirlerine asla isyan etmezler. Görevlerini emredildikleri şekilde aynen yaparlar. Kıyamete kadar kudsiyet içinde yaşayıp manevi bir zevk ile vakit geçirirler.
Müminler meleklerin varlığına iman etmekle yükümlüdürler. Onların varlığı aslında mümkün olan şeydir. Gerçekte varlıkları isi bütün peygamberler ve onlara verilen kitaplar tarafından bildirilmiştir. Artık melekleri inkar, bütün peygamberleri ve kitapları inkar etmek sayılacağından, onları inkar etmek asla caiz olmaz. Bundan dolayıdır ki öteden beri meleklerin varlığına bütün milletler iman edegelmiştir. Onun için meleklere iman etmek, bizim dinimizde de şarttır.
Meleklerin varlığını bütün peygamberler ve bütün semavi kitaplar haber vermişlerdir. Bu alemde bizim bildiğimiz ve nice bilmediğimiz gizli-aşikar yaratıklar vardır. Bugün varlıkları keşfedilmiş veya henüz keşfedilmemiş nice kuvvetler mevcuttur. Hatta akıl ve şuura sahip olup gözle görülmeyen “cin” adlı yaratıklar vardır. Onların varlığını peygamberler ve kitaplar bildirmiştir. Onların da insanlar gibi bir kısmı mümin, bir kısmı kafirdir.
Akla ve şuura, kuvvet ve kudrete sahip varlıkların, yalnız insanlardan olduğunu söylemek, koca kainatın yaratıcısı olan yüce Allah’ın kudret ve büyüklüğünü düşünmemekten ileri gelir. Bir şey gözle görülmediğinden ve duygularımızla anlaşılmadığından dolayı inkar edilemez. Nitekim kendi ruhumuzu ve vicdanımızı görmediğimiz halde, bunları inkar edemiyoruz.
Bu kainatın büyüklüğü karşısında küçük bir parça yerinde sayılan yeryüzünde, cins ve şekilleri anlatılamayacak kadar çok olan canlı varlıklar yaşamakta iken, başka bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerde bizim yaratılışımıza aykırı biçimde akıllı ve şuurlu yaratıkların bulunmadığı nasıl söylenebilir?3
Kaynakça
- Saadetül Mübtedin
- Merakıs Saadet
- Büyük İslam İlmihali – Ömer Nasuhi Bilmen