Rabıta: Sözlük manası bağlanmaktır. Sevginin bir gereğidir. Seven kalbinden sevdiğini çıkarmaz. Rabıta bir terbiye yöntemidir. Müridin kalbini dünyevi şeylerden çekip mürşidine bağlamasıdır. Hakiki mürid, rabıtası sağlam olandır yani mürşidiyle yolu da kalbi de bir olan kimsedir.
Rabıta tasavvufta mühim bir terbiye metodudur. Rabıta, ruhların tanışması, kalplerin kaynaşması ve gönüllerin aynı sevdada buluşmasıdır. Kâmil bir mürşit ile Allah yoluna çıkan bir insan, önündeki rehberi ile ruhen tanışmazsa, kalben kaynaşmazsa, onunla aynı sevgide buluşmazsa, kendisinden nasıl istifade edebilir?
Allah için böyle bir rabıtaya ve sevdaya sahip olmayan insan, acaba kalbini hangi tür rabıtalar ve sevdalar ile ıslah ve ihya edecek?
Edep ve hedefine uygun yapılan bir rabıta, kalbi gafletten uyandırmak için en etkili bir ilaçtır. Ancak, rabıtayı bilmeyenler veya yanlış anlayanlar onu kalbi zehirleyen bir şey gibi gösteriyorlar.
Halbuki rabıta, öyle anlaşılmayacak ve kafa karıştıracak bir konu değildir.
Sözlük manası ile rabıta, iki şeyi birbirine bağlayan ip, ilgi, sevgi, alaka, münasebet demektir.
(Kaynak: Cevheri, es-Sihah, III, 1127; Ibnu Manzur, Lisanu’l-Arab, VII, 302-303; Zebidi, Tacu’l-Arus, XIX 298-304)
Ayet ve hadislerde geçen ribat ve murabata kelimeleri, rabıta kelimesi ile aynı kökten gelir.
Ribat ve murabata kelimeleri Allahu Teala’nın korunmasını istediği vazifeleri tam yerine getirmek, sınırlarda düşmanı gözetlemek, nöbet tutmak gibi anlamlara gelir.
“Rabıta yapınız/ ribatlarda bekleyiniz” (Kaynak: Al-i İmran, 200) mealindeki ayet-i kerimede geçen ribatın ve rabıtanın ne olduğunu şu hadis-i şerif açıklamaktadır:
“Zor ve sıkıntılı anlarda güzelce abdest almak, mescit yolunda çokça adım atmak, bir namazdan sonra gelecek namazı beklemek var ya, işe sizin ribatınız budur, işte ribat budur, işte ribat budur.”
(Kaynak: Buhari, Vüdu, 6; Müslim, Taharet, 34-41; Tirmizi, Taharet, 39.)
Ashab-ı Kiram ribatı, sadece sınırlarda nöbet beklemek şeklinde değil, farz namazların vakitlerini gözetlemek, namazı beklemek, mescitleri ibadet ve zikir ile mamur etmek, ibadeti hakkıyla yerine getirmek şeklinde de anlamışlardır.
(Kaynak: Taberi, Camiu’l-Beyan, Cüz: 1, 222; Hakim, Müstedrek, II, 301)
Tefsirlerde ribatin, her iki manasına da değinilmiştir. Yani rabita yapınız veya ribatta bekleyiniz demek, maddi ve manevi düşmanları gözetleyiniz, onlardan gelecek zararlara karşı uyanık olunuz, ibadetlerinizi, kalbinizi, sınırlarınızı iyi bekleyiniz, onları güzel muhafaza ediniz demektir.
(Kaynak: Alusi, Ruhu’l-Meani, II, 384-385; Kasımi, Mehasinü’t-Tevil, IV, 1080-1082; Bursevi, Ruhu’l Beyan, I, 408-409; Hamdi Yazır, Hak Dini, II, 1265-1266)