İçeriğe geç

Seleme b. Kays Kimdir?

    Kaynaklarımızda Seleme b. Kays radıyallahu anhunun doğum ve vefat tarihine dair bir bilgi yoktur. Eşca kabilesine mensuptur. Kûfe’de yaşamış, Fahri Kâinat Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemden üç hadis rivayet etmiştir. 
Hz. Ömer radıyallahu anhunun halifeliği döneminde Pers üzerine (bugünkü İran topraklarına) gönderilen ordunun komutanı olarak tayin edilmiştir. 
Onunla Hz. Ömer radıyallahu anhunun arasında geçen bir hadiseyi sunuyoruz.

    Hz. Ömer radıyallahu anhu Medine çarşısında yürüyordu. Bir yandan da sarp bir arazi olan Ehvaz (İran’da bir bölge) üzerine göndereceği İslâm ordusuna seçeceği komutanı düşünüyordu. Kalbine Seleme b. Kays ilham oldu ve onu ordunun komutanı tayin etti.

    Onu çağırdı ve şöyle nasihat etti:

    “Seni Ehvaz’a gidecek ordunun başına tayin ettim. Allah’ın adıyla yürü. Allah yolunda müşriklerle ve kâfirlerle savaş.

    Müşrik ordusuyla karşılaştığında ilk işin onları İslâm’a davet etmek olsun. Eğer İslâm’ı kabul ederlerse onlara iki seçenek sun: Ya memleketlerinde kalıp Müslüman ordularına katılmazlar; bu durumda onlardan sadece zekât alırız ve ganimetten pay vermeyiz. Ya da sizinle beraber cihada katılırlar ve siz ganimetten ne alıyorsanız onlar da aynısını alır.

    Eğer İslâm’ı kabul etmezlerse onlara cizye vermelerini teklif et. Eğer kabul ederlerse onlara karışma. Verdikleri cizye karşılığında onları koruyup gözet. Güç yetiremeyecekleri miktarı da isteme.

    Eğer cizye vermek istemezlerse geriye savaşmak kalmıştır. Allah’ın adıyla savaşın. Allah yardımcınız olsun.

    Eğer savaşta galip gelirseniz ganimette israf etmeyin. Yerli halka zulmetmeyin. Esirlerine işkence etmeyin. Çocuklara zarar vermeyin.”

    Seleme radıyallahu anhu “Başüstüne ey Müminlerin Emîri!” diyerek sefere çıktı.

    Seleme radıyallahu anhu İslâm ordusu ile Ehvaz topraklarına girdi. Daha ilk günlerde arazinin zorlukları İslâm ordusunu yıpratmaya başladı. Daha düşmanla karşılaşmadan konaklamaya uygun olmayan arazi şartlarıyla, bölgedeki zehirli yılanlar ve akreplerle mücadele etmek durumundaydı.

    İslâm ordusu bu zorlu şartlara rağmen Perslerle karşılaştı. Hz. Ömer radıyallahu anhunun emri üzere onları İslâm’a davet ettiler. Kabul edilmedi. Cizye vermelerini istediler. Bu da kabul edilmedi. Bu durumda tek seçenek savaşmaktı.

    Bazı kaleler ele geçirildikçe Seleme radıyallahu anhu ganimetleri İslâm ordusuna dağıtmaya başladı. Ganimetler arasındaki değerli bir süs eşyası Seleme radıyallahu anhunun hoşuna gitti ve onu Hz. Ömer’e hediye etmek istedi. Askerlerin de rızasını aldıktan sonra bu ganimeti bir elçi ile Hz. Ömer radıyallahu anhuya gönderdi.

    Elçi Medine’ye vardığında Hz. Ömer radıyallahu anhuyu Müslümanlara öğle yemeği ikram ederken buldu. Yemeğin ardından Hz. Ömer radıyallahu anhu elçiye sordu:

    – Nereden geliyorsun? 
– Seleme b. Kays ve İslâm ordusundan haber getirdim.
– Hoş geldin. Ordunun durumu nasıl? 
– Ey Müminlerin Emîri, İslâm ordusu arzu ettiğin gibi selâmettedir. Düşmanlarına karşı zafer kazandılar.
– Bu zaferi Müslümanlara lütfeden Allah’a şükürler olsun. Basra’ya uğradın mı? 
– Evet, ey Müminlerin Emîri.
– Oradaki Müslümanların hali nasıl? 
– Allah’ın izniyle iyiler.
– Çarşıda fiyatlar nasıl?
– Çok ucuz. Halk çok memnun.
– Ya etler? Araplar et yemeden duramaz.
– Çok şükür, etler de bol.

    Hz. Ömer radıyallahu anhu elçinin elinde tuttuğu kutuyu gördü:

    – Elindeki nedir?

    – Allah bize zafer bahşettikten sonra ganimetleri topladık. Arasında bu süs eşyası da vardı. Seleme bunu görünce askeri toplayıp onlara şöyle dedi: “Bunu aranızda taksim etsem size düşen pay bir mana ifade etmeyecek. Razıysanız bunu Müminlerin Emîri’ne gönderelim.” Askerler Seleme’nin teklifini kabul edince bunu sana gönderdi.

    Hz. Ömer radıyallahu anhu elçinin elinden kutuyu aldı. İçindeki kırmızı, yeşil, sarı renkli değerli taşları görünce öfkeden yüzü kızardı. Kutuyu yere çarptı. Kutudaki taşlar sağa sola dağılınca elçiye toplamasını söyledi. Elçi taşları toplarken Hz. Ömer radıyallahu anhu hizmetlisine onu dövmesini emretti. Sonra elçiye dönüp şöyle dedi:

    – Hemen Seleme’nin yanına git! Bunları askerlere geri dağıtın. Bu ganimet askerlerin hakkıdır. Şayet sen gidene kadar Allah bu haksız iş için İslâm ordusunu zafere erdirmezse seni de Seleme’yi de cezalandırırım!

    Elçi, Seleme radıyallahu anhunun yanına dönüp durumu anlattı. Hz. Seleme derhal bu ganimetin de Müslümanlar arasında eşit şekilde dağıtılmasını söyledi. Müslümanlar o savaştan nihaî zaferle döndüler.