Seyyid Taha Nehrî hazretleri Doğu Anadolu’da yaşamış büyük velilerdendir. Silsile-i Aliyye olarak bilinen, insanlara dinimizin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünya ve ahirette saadete kavuşmalarına vesile olan mürşidler zincirinin değerli bir üyesidir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin neslinden olup Seyyid Abdülkadir Geylânî hazretlerinin torunlarındandır. Babası Seyyid Molla Ahmed ilmiyle amel eden âlimlerden olup fazilet sahibi salih bir insandı. Seyyid Taha hazretleri, şihabü’d-din (dinin parlayan yıldızı), imadü’d-din (dinin direği) kutbü’l-irşad ve’l-medar (irşad kutbu ve vesilesi) lakaplarıyla ve Hakkarî nisbesiyle meşhurdur. Ayrıca Seyyid Taha hazretleri Seyyid Abdullah hazretlerinin yeğenidir.
Çocukluğu ve ilim tahsili
Asil ve temiz bir aileye mensup olan Seyyid Taha hazretlerinde küçük yaşlardan itibaren harikulade haller görülüyordu. Küçük yaşta hafız oldu. Yaşına göre büyük sayılacak ilimleri küçük yaşta hızlıca öğrendi. Ailesi bu durumun farkında olduğundan tahsil ve terbiyesine dikkat ederdi. Bu sebeple Seyyid Taha hazretlerini Süleymaniye, Kerkük, Erbil ve Bağdat gibi yerlere ilim tahsil etmesi amacıyla gönderdiler. Zamanının büyük ve meşhur âlimlerinden tefsir, hadis, fıkıh, akaid gibi zahiri ilimleri tahsil etti. Ayrıca zamanın fen ve edebiyat ilimlerini de öğrendi.
Tasavvufa yönelişi
Mevlâna Hâlid Bağdâdî hazretlerine, Seyyid Abdullah hazretleri bir gün abisinin oğlu Seyyid Taha hazretlerinin faziletinden, istidadından, harikulade hallerinden bahsetti. Bunun üzerine Mevlâna Hâlid hazretleri Seyyid Taha hazretlerini de dergâhına getirmesini söyledi. Seyyid Abdullah hazretleri Seyyid Taha hazretlerini getirerek hazretin tasavvufi terbiyesi başlamış oldu. Mevlâna Hâlid hazretleri Seyyid Taha hazretlerini görür görmez ondaki bu manevi kabiliyeti fark etti ve onu Bağdat’taki Abdülkadir Geylânî hazretlerinin türbesine istihare etmesi için yolladı. Seyyid Taha hazretleri istiharesini yaptı. Rüyasında Abdülkadir Geylânî hazretleri Seyyid Taha hazretlerine, Mevlâna Hâlid Bağdâdî hazretlerine bağlanmasını ve onun terbiyesi altına girmesini söyledi. Bunun üzerine Seyyid Taha hazretleri Şeyh Mevlâna Hâlid Bağdâdî hazretlerinin dergâhına geldi ve hizmete başladı. Alimliğini ve seyyidliğini bir kenara bırakarak hiçbir hizmetten geri kalmayıp tevazu ve güzel ahlâkıyla insanlara örnek oldu. Seyyid Taha hazretleri kısa bir sürede büyük yol katetti. Şeyh Mevlâna Hâlid Bağdâdî hazretlerinin büyük halifelerinden biri oldu.
Fazileti ve sözleri
Seyyid Taha kuddise sirruhu hilafet aldıktan sonra irşad vazifesi ile Berdesur’a gideceği zaman Mevlâna Hâlid hazretleri atının üzengisini tuttu. Seyyid Taha hazretleri “Estağfirullah” diyerek haya etti. Bunun üzerine Şeyh Mevlâna Hâlid “Bir zamanlar dergâha odun taşıyordun, hizmet ediyordun. Şimdi ise atının üzengisini tutmak gerek. Beni bundan kimse alıkoyamaz’’ buyurdu. Şeyh Mevlâna Hâlid hazretleri gibi zamanının hem müceddidi hem gavsı olan bir zatın bu şekilde davranması Seyyid Taha hazretlerinin büyük bir evliya olduğunu işaret sayılmıştır. Ayrıca Seyyid Taha hazretleri kalabalık bir gönüllü ordusuyla, Ruslara karşı savaşan Osmanlı birliklerine yardım etmek üzere sefere de çıkmıştır.
Büyük şairlerden Necip Fazıl Kısakürek, Seyyid Taha hazretlerinin kabrini ziyaret ettikten sonra şöyle demiştir: “Şemdinli dağlarının içtim nur çeşmesinden / Kurtuldum akreplerin ruhumu deşmesinden.”
Bir sohbetlerinde Seyyid Taha hazretleri “Bu yüce yola intisap edenlerin faydası, ana babalarına ve atalarına da ulaşır.” Başka bir sohbetinde ise “Amellerinizi toprağa gömmeyiniz! İnsanın kendini beğenmesi amellerini mezara gömerek yok etmesi gibidir. Hiçbir şey insanın kendini beğenmesi kadar amelleri heba etmez” buyurmuştur.
Vefatı
Seyyid Taha kuddise sirruhu diğer sadat-ı kiram efendilerimiz gibi gece gündüz hiç durmadan ümmetin ıslahı ve hidayeti için çalışmış, İslâm’ın güzel ahlâkını tatbik ederek örnek olmuş ve miladi 1853 senesinde Nehri’de vefat etmiştir. Allah Teâlâ makamını ali eylesin. Ruhu için el-Fatiha.