Sözlükte “yakinin zıddı, kuşku, kesinleşmemiş kanaat” manalarına gelen zan, hüsnüzan ve suizan olarak ikiye ayrılır. Bir kimsenin kesin bilgisi olmamakla birlikte başka biri hakkında iyi kanaat beslemesi hüsnüzan iken, kötü düşünce ve kanaate sahip olması suizandır. Bir mümin başkaları hakkında suizan yapmaktan kaçınmalı, suizannın şeytanın telkini; kalp ile yapılan gıybet olup dil ile yapılandan farksız olduğunu unutmamalıdır. Kötü söz ve gıybet gibi kötü zan da haramdır.
Peygamber Efendimiz (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) zanla ilgili şöyle buyurmaktadır: “Sizleri zandan sakındırırım. Çünkü zanla söylenen söz, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin eksiğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız, hususi ve mahrem hayatınızı da araştırmayınız. Almayacağınız bir malın, alıcıyı zarara sokmak için fiyatını artırmayınız. Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinize buğz etmeyiniz. Birbirinize arkanızı çevirip küsmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, birbirinize kardeş olunuz.” (Buhari, Edep, 58)