İstanbul’un en kozmopolit yerlerinden Taksim’e cami yapılması fikri yalnızca bugüne ait değil. 1952’de Demokrat Parti iktidarında Beyoğlu’nun Türk İslâm abidelerinden mahrum kaldığı gerekçesiyle bölgeye cami yapımına ilişkin fikir ortaya atılmıştı. Ancak hayata geçirilemedi.
1955’te yine Demokrat Parti iktidarında konu yeniden dillendirilse de bu girişim bir kez daha akamete uğradı. 1970’lerin sonlarında Milliyetçi Cephe Hükümeti projeyi yeniden gündeme taşıdı. Hatta imar planına konuldu. “Taksim Camii Şerifi ve Külliyesini Yaptırma ve Yaşatma Derneği” bile kuruldu. Fakat hükümet düşünce girişim maalesef niyet olmanın ötesine geçemedi.
1994’te Refah Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanmasıyla konu tekrar tartışmaya açıldı. İBB Meclisi Taksim’e cami yapımını onayladı. Refah Partisi’nin koalisyon ortağı olarak iktidara gelişiyle cami projesi daha gür bir sesle dillendirildi. Lakin meşhur Milli Güvenlik Kurulu toplantısıyla yeniden rafa kaldırıldı.
15 Temmuz darbe girişiminden dört gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapılacağını açıkladığı Taksim Camii’nin inşaatına 2017’de başlandı ve dört yılda tamamlandı. 28 Mayıs 2021’de açılışı yapılan Cami, 70 yıllık bir hayalin gerçeğe dönüşmesinin resmiydi.
Taksim Meydanı’nda göğe doğru bir şehadet parmağı gibi yükselen minarelerinde okunan Ezan-ı Muhammedî ile yılların verdiği özlemi gideren Taksim Camii’nde başlatılan bir uygulama, semtin karakteristik özelliği ile örtüşüyor. Caminin girişine konulan ekranda yer alan karekod cep telefonuna tanıtıldığında, hutbe tam yedi dilde dinlenebiliyor.
Taksim, camiler şehri İstanbul’un camisizliğiyle bilinen bölgelerindendi. Onlarca kilise ve sinagogun bulunduğu semtte, İstiklal Caddesi’nde bir dönem yıkılma tehlikesi geçirse de dimdik ayakta kalabilen Hüseyin Ağa’dan başka cami yoktu. Taksim Camii yalnızca ihtiyacı karşılamakla kalmıyor, Müslüman mahallesinin en önemli sembollerinden biri olarak Taksim’e girenleri bütün güzelliğiyle selamlıyor. Yaptıranlardan Allah razı olsun.