İçeriğe geç

Tamam, Sen Bilirsin!

    Allah Teâlâ çok bilen insanların yardımcısı olsun. Gerçekten büyük bir iş başarıyorlar. Bazen şaşıyorum hatta “Bunu da bilme be kardeşim” falan diyorum. Ama yok, onlar yine de bilmekte ısrar ediyor.

    Mesela hiç kitap okumadığı hâlde her konuda bilgisi olanlar… Yahu bu kadar bilgiyi nereden öğreniyorsunuz? Hayır söyleyin biz de bilelim! Ya da kendisinin hiç tecrübe edinmediği bir konuda sanki o şeyin kitabını yazmışcasına davranan insanlar… Bunu nasıl başarıyorsunuz? Ama ben sırrınızı çözdüm…

    Ortamlarda satılacak bilgi

    Bu tür insanlar bir şey öğrenecekleri zaman sadece bildikleri belli olsun, herkes onlara “Vay be, her şeyi biliyor” desin diye öğrenir. Çünkü tek dertleri görünür olmaktır. Öğrendiği, bildiği şeyler bu yüzden kendisine hiçbir fayda vermez. Çoğu şeyde biliyor gibi göründükleri için balona benzerler. Bir müddet o konu üzerinde konuşulsa cehaletleri ortaya çıkar ve balon patlar. Sorsanız “Her şeyin bir şeyini bileceksin” derler ama yanlışlıkla her şeyi bilirler.

    Kaynakları da biliyor görünme amacına hizmet eder. Mesela bir internet sitesinde dolaşırken şöyle reklamlar önünüze çıkmıştır ya da çıkabilir:

    • “Ortamlarda satılacak bilgiler için tıklayın!”
    • “Bunları kesin bilmelisiniz!”
    • “Bu bilgiler arkadaşlarınız arasında kalitenizi artıracak!”
    • “Entelektüel görünmek için bilmeniz gerekenler!”
    • “Havası atılacak 10 bilgi!”

    Daha bunlar gibi birçok örnekle karşılaşabilir, çok bilmenin sırrına siz de vâkıf olabilirsiniz!

    Bir bilene anlat!

    Bir de bir konu hakkında hâkimiyeti olan insanlara bile bilmişlik tasladıklarına denk gelmişsinizdir. Araştırmak veya bir bilene sormak şöyle dursun, daha üste çıkıp konuyu avucunun içi gibi bilen birine o konuyu anlatırlar. Bu en basit bir şey bile olabilir. Mesela araba sürmeyi bilmeden ileri sürüş teknikleri uzmanı kesilirler. Futbolcuya futbolu, aşçıya yemek yapmayı, doktora hekimliği öğretmeye çalışmaları en belirgin özellikleri arasındadır. Bunu yaparken de kendilerini örnek göstermeyi ihmal etmezler.

    Sen ne anlarsın!

    Söz konusu çok bilen insanlarsa sizin yaptığınız bir şeyi beğenmemeleri de vazgeçilmezleri arasındadır. Bunu da büyük bir ustalıkla, sizi küçük düşürerek yaparlar. Mangala gidersiniz “Bu işi bana soracaksın”, müzik dinlersiniz “Sende müzik kulağı yok”, film izlersiniz “Ne saçma filmler izliyorsun” derler.

    Üstüne bir de yönlendirici tavırlar eklenince tahammülleri zorlayan bir hâle bürünürler. “Bak, balığı şurada yiyeceksin”, “Ne kadar zevksizsin, bunun üstüne mavi giyilir”, “Sen ne anlarsın gezmekten, falanca yeri görmemişsin” gibi cümlelerle âdeta sosyal yaşam gurmesi olduklarını göstermeye çalışırlar.

    Strateji de bilirler

    Sizi kararınızdan ya da fikrinizden vazgeçirmek için uyguladıkları stratejiler de vardır. Çünkü bir ortamda onlar varsa siz muhtemelen hiçbir şeyi bilmiyorsunuzdur.

    Bunlardan ilki, “Ben olsam şöyle yapardım, şöyle derdim, şuradan giderdim” tarzı manipülasyonlardır. Siz onlara sormasanız da onlar yüce gönüllülükle cevap verir.“Sen bilirsin” ise kullandıkları diğer bir yoldur. Sizi sizin kararınızla baş başa bırakma gibi bir hata yapsalar da bu da caydırma politikasıdır. Çünkü size “Sen bilirsin” dediklerinde genelde onların dediklerini yapmak durumunda kalırsınız. Son olarak kendilerinin bildikleri üzerinden bir eylem gerçekleşmezse “Ne yaparsan yap!” silahına başvururlar ki en tehlikelisi budur. Ama siz onları dinlemeyin, doğru olanı yapın.

    Böyle olmamak için…

    • Başkaları için öğrenmeyin.
    • Öğrendiğinizle önce kendiniz amel edin, sonra başkasına aktarın.
    • Biliyormuş gibi yapmayın. Sadece “gibi” olur.
    • Biliyorsanız konuşun.
    • Bilmiyorsanız susun, dinleyin.
    • Bir bilene sorun, anlatmayın!
    • Çok laf yalansız olmaz.
    • Kibir çok kötü bir şey.