Tasavvuf: Bir tasavvuf büyüğünün yaptığı tarife göre “Tasavvuf tümüyle güzel ahlâktır.” Halk ile beraber yaşarken Hakk’a yönelmektir. Gayesi, Rabbimizin rızasına göre yaşamaya çalışmak, Allah Teâlâ ve Resulü’nün ahlâkıyla ahlâklanmaktır. Kısacası, iyi bir insan olmanın ilmidir.
Tasavvuf, yakîn makamlarının tamamlayıcısıdır. Faydası büyük olup zâhir ve bâtını imar eder. Allah Teâlâ ile ünsiyeti gerçekleştirir, O’nun rızasını elde etmeye vesile olur. Kalpleri kirlerden temizler, nefisleri kötü davranışlardan tezkiye eder. Nitekim Şeyh Muhammed Diyâüddin [kuddise sırruhû] bu manada, “Tarikatın gayesi, nefisleri kirlerden temizleyip tezkiye etmektir” buyurmuştur.
Bu nedenle tasavvuf, âzalarla yapılan amellerden daha mühim olan kalp amelleri ile ilgilenir. Zira bâtın, zâhirin esası ve kaynağıdır. Bâtının bozulması, zâhirin bozulmasına sebep olur. Bununla beraber kalp amelleri, şeriatın zâhirine bağlıdır. Nitekim Şeyh Ebû Said el-Harrâz [kuddise sırruhů), “Zâhirle çelişen her bâtın bâtıldır” buyurmuştur.
Bu yüzden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem), ashabının dikkatini kalplerini ıslah etmeye yönlendirmiş ve onlara Cenâb-ı Hakk’ın kullarının kalplerine nazar ettiğini öğretmiştir.