Tasavvufun konusu, Allah Teâlâ’nın yüce zatıdır. Çünkü tasavvuf. Allah Teâlâ’nın yüce zatının tanınması (marifetullah) itibariyle ondan bahseder. Bu bahsetme müşahede ile olur. Bu da ihsan makamıdır.
Başka bir görüşe göre tasavvufun konusu, nefsi (kötü ahlâklardan) tezkiye etme ve (güzel ahlâklarla) süsleme bakımından zâhirî ve bâtıní amellerdir.
Tasavvufun Fazileti
Tasavvuf, ilimlerin en şereflisidir. Çünkü bir şeyin şerefi ve fazileti ya akıl ya nakil yoluyla yahut bir faydası ortaya çıktığında belli olur. Bunlar tasavvuf ilminde tam anlamıyla bir araya gelmiştir.
Akıl yoluyla tasavvufun şeref ve fazileti şöyle belli olur: Bir şey, konusunun ve onu ortaya koyan kişinin şerefi ile şeref kazanır. Tasavvufun konusu ise yukarıda geçtiği üzere Allah Teâlâ’nın yüce zatıdır. Allah Teâlâ’nın yüce zati da mutlak olarak en şerefli ve en faziletlidir. Dolayısıyla bununla ilgili olan ilim de kuşkusuz en faziletli ilimdir. Çünkü tasavvuf, evveli ile Allah Teâlâ’dan haşyet duymaya (korkma ya), ortasıyla Allah Teâlâ’nın kulundan hoşnut olup kulun da O’na muhabbet duymasına, sonuyla ise O’nu tanımaya ve bütün dünyevî bağlardan kurtulup kendini O’na adamaya delalet eder.
Nakil yoluyla tasavvufun şeref ve fazileti şöyle belli olur: Tövbe, takva, istikamet, sıdk, ihlâs, itminan, zühd, vera’, tevekkül, rıza, teslimiyet, muhabbet, murakabe, müşahede ve tasavvufun diğer meseleleri Kur’ân-1 Kerîm’de, sünnet-i seniyyede ve ümmetin icmâında methedilmiştir.
Faydalarının ortaya çıkması bakımından tasavvufun şeref ve fazileti şu altı şeyle belli olur:
1. Tasavvuf ehlinin tam bir şekilde emir ve yasaklara uyması.
2. Tasavvuf ehlinin mezheplerine uygun hareket etmeleri, ayrıca aralarındaki ihtilaf ve çekişmeyi çözüp sonlandırmaları,
3. Kendilerinde hissî ve manevi kerametlerin görülmesi.
4. Genellikle azalarının günahlardan ve nefislerinin kusurlardan temizlenmiş halde görülmeleri.
5. İmanlarının sapasağlam olması, âlemlerin Rabb’ine tam bir şekil de itimat ederek sahih bir yakîn haliyle ihsan makamına yükselmeleri.
6. Manevi âlemi keşfetmeleri, melekût âlemine ve yücelik sıfatlarını tanıma (ceberût) makamına yükselmeleri.