Tevhid inancı İmanın temelini oluşturan, onun hakikatini anlatan, onun gayesini içeren şeye tevhid denir. Böylesine bir tutum ile iman etmeye ise tevhid inancı denir.
Peki Allah’ın kabul ettiği, razı olduğu ve istediği şekildeki tevhid inancı nedir? Ayetler ile İslam’da tevhid inancının özellikleri nelerdir onu açıklayacağız inşallah.
Tevhid İnancı Nedir?
Tevhid inancı anlamı Allah Teâlâ’nın varlığını, birliğini ve sıfatlarını bilip yarattığı hiç bir şey ile bir tutmayıp eşi ve benzerinin olmadığına kesin anlamda tahkiki iman ile inanmak ve bu inancında ihlaslı olmaktır.
Tahkiki imanın ne olduğu hakkında bilgi edinmek ve bu imanın elde edilmesinin nasıl olduğunu anlamak için imanın çeşitleri adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Bu tevhid inancı ile kısa ayetler şunlardır: وَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ۟ İlahınız bir tek Allahtır. Ondan başka ilah yoktur. O, rahmandır, rahimdir. (Bakara Suresi 163. Ayet)
Bu ayetin tefsirinde İslamda tevhid inancının özellikleri üç şekilde olduğu anlatılır. Birincisi, çoğu müminin yaptığı tevhid inancı olup yaşarken kişiyi Allah’ın helak etme gibi azabından kurtulmuş ve korunmuş olur. Allah Teala bu imanın bereketi ile onu dünyadayken yaşamını ve mülkünü helak etmez.
Dünyada verilen meyveler böyleyken ahirette ise sonsuza kadar cehennemde kalmaktan muhafaza olur. Allah kafirler gibi ebedi azap vermez. Onu cehennemine atsa bile cezası bitince onu cennetine sokar.
Dünya ve ahirette böylesine nimetlere vesile olan tevhid inancı nedir diye soruyorsanız hemen cevaplayayım. Bu tevhid, Allah Teâlâ’nın bütün zati ve sıfatlarına inanarak ona hiçbir ortak ve ters bir şey koşmamaya denir.
Tevhid inancının özellikleri olarak ikinci inanç şekli velilerin ve Allah dostlarının imanıdır. Bu insanlar hakkında bilgi edinmek için Allah dostu kimdir adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Bu tevhid inancı ne demek hususuna gelecek olursak: kişinin yaptığı bütün işleri Allah’ın iradesiyle olduğuna, o istemese hiç bir mahlukatın fiil işleyemeyeceğine, fiil yapma özelliğini sadece Allah’ın bahşettiği inanarak kalben ve ihlaslı bir şekilde yakinen bilmesidir.
Bu tevhitte esas olan kişinin delillere takılıp imanı anlamaya çalışması değil, hakken ve yakinen seyrederek bu imanın hakikatini anlaması ile olmasıdır. Bu özelliklerde ancak Allah dostu olanlara verilir.
Çünkü delil ile gerçekleşen tevhid inancı çoğu Müslümanın yaptığı bir inanış şeklidir. Bunun aksine Allah dostlarının tevhid inancının özellikleri ise her hangi bir delile ihtiyaç duymaksızın kendilerindeki kalben ve ihlasla oluşan yakin ile iman ederler.
Böylesine tevhid inancının meyvesi ise, kişinin hiç bir şeye muhtaç olmayıp yalnız Allah’tan istemesi yalnız ona güvenip ondan başka her şeyden yüzünü çevirmesi, yalnız ondan korkup hiç bir şeyden korkmaması, yalnız ona muhtaç olup hiç bir şeye minnet eylememesidir.
Böyle bir meyvenin zuhur etmesinin sebebi ise kişinin yalnız Allah’ı tanıması, onu yaratıcı bilmesi, her şeyin ondan olduğunu idrak etmesi bunun dışındaki her şeyin ise sebep, vesile ve boş uğraş olduğunun farkına varmasıdır.
İslam’da Tevhid İnancının Özellikleri Nelerdir?
Tevhid inancı nedir sorusunun üçüncü cevabı ise kişinin Allah’ı görmesidir. Bu mertebeye fena hali denir. Kişi yaptığı amellerinde ki ihlas ile imanı artar ve yükselir. Bu, İslam’da tevhid inancının özellikleri hususunun en faziletli makamıdır.
Bu mertebede ki kişi Allah’ın dışındaki hiç bir şeyi seyretmez. Yalnız Allah ile olur ve marifetullahın meyvelerini alır. Şayet bu halin üzerine bir de varlıkları seyretme hali de gelirse beka’ya ulaşır.
Dört kitabın anlamı, ve tüm ilimlerin özeti “la ilahe illallah” tevhidi olmuştur. Şöyle ki Kainatta Allah’ın dışında hiç bir yaratıcı mevcut değildir. Allah, tüm yaratıcılık vasıflarıyla birdir.
Tüm mülkiyet Allah’ındır. Yoktan var eden ve hayat veren de Allah Teala’dır. Bütün şeyler Allah’ın mevcut ve tek olduğuna kanıttır; itaat yalnız Allah’a mahsustur.
İşte tevhid inancı nedir sorusuna cevap arayanlar yukarıda ki paragrafı iyi okumalıdır ki bunlar bide sadece tevhid inancının bir parçasıdır. A’dan z’ye tüm alem “la ilahe illallah” hikmetini ortaya çıkarmak için yaratılmıştır. İnsanların ve cinlerin hepsi bu hususu kavramak için var edilmişlerdir.
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi 56. Ayet)
Yukarıdaki ayette, kişinin Allah’a olan ibadetinde ilk başta tevhid inancı istenildiği belirtilmiştir. Çünkü kulluğun aslı Allah Tealayı bilmek yani marifetullahtır.
Peygamberlerin hepsi tevhid inancını yani Allah’ın mevcudiyetini, tekliğini ve kulluk yapılmaya müstahak yaratıcı olduğunu bildirmek için görevlendirilmiştir. İlimlerin hepsinin gayesi Allah’ı tanımak ve onu bilmektir. İşte bu bilince marifetullah denir.
Bu bilincin verdiği faydalar Allah’ı sevmektir. Buna da marifetullah denir. Kişiye bahşedilen kalp nimetinin görevi Azim olan Allah’ı bilmek ve sevmektir. İnsana gözü, dili, aklı, kulağı ve vicdanı vb. seyri sülük yerleri bundan dolayı bahşedilmiştir.
Kişi bu azaları ile yüce Allah’a ulaşmaya çalışmalı ve marifetullahı elde etmek için elinden geleni yapmalıdır. Yer yüzündeki kulluk tevhid inancı ile başlar ve bununla sona erer. Başlangıçta da sonuçta da tevhid gereklidir. Çünkü insanlardan iman istenecektir. İman da tevhid ile olur.
Şöyle ki İslam dinine girildiğinde de, ölünce de kişiden istenecek ilk ve tek şey “la ilahe illallah” tevhididir. Bütün Müslümanların tevhid bilgilerini bilmesi ve öğrenmesi farzdır. Bununla beraber çeşitli akaid kitapları okumalı ve imanın gereği olan ilimleri öğrenmelidir.
Eğer kişi bunları doğru bir şekilde öğrenir ve imanını kemale ulaştırırsa yaptığı ibadetlerde güzel olur. Bu kişinin sonuna hayırlı olur.
Ölünce, öteki tarafta en başta Allah’a iman sorulacaktır. Eğer bunda ekisiği olan ve imanı zayıf olan kişi için amellerinin terazi kurulmayacaktır. Neden? Şöyle ki Allah Teala imanı olmayan hiç bir kimsenin amelini kabul etmez. Böyle kimseler için amel terazisine gerek yoktur.