Ümmü Gülsüm (radiyallahu anha), Mekkeli müşriklerin önde gelenlerinden ve Müslümanlara en çok eziyet edenlerden Ukbe b. Ebu Muayt’ın kızıydı. Ancak annesi Erva bint Kureyz (radiyallahu anha) ilk Müslüman olan kadınlardandı. Annesi tarafından kardeşi ise Hulefa-ı Raşidin’in üçüncüsü Hz. Osman’dı (radiyallahu anh). Annesi Hz. Peygamber’in (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) halasının kızı olduğu için aralarında akrabalık vardı.
Ümmü Gülsüm, ilk Müslümanlardan olduğu için Mekkeli müşriklerin ve babasının en çok eziyet ettiği kimselerdendi. Dininden dönmesi için baskı yapıldı. Hapis tutuldu, işkence gördü. Ancak o, dinden dönmedi.
İçindekiler:
Zorlu Hicret Yolu
Ümmü Gülsüm (radiyallahu anha) evlenmediği için baba evinde bu eziyetlere katlanmak zorunda kalıyordu. Başta Müslümanlar, sonra da Hz. Peygamber (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) Medine’ye hicret etmişti. Mekke’de kalan Müslümanların sayısı azalmıştı. Ümmü Gülsüm de hicret etmek istiyordu. Ancak babası hicretini engelliyor, onu sürekli gözetim altında tutuyordu.
Hicretin yedinci yılında bir gün her zamanki gibi evden çıkmıştı, kimseye belli etmeden hicret edecekti. Yanında çok fazla azık olmamasına rağmen yürüyerek, tek başına Medine’ye geldi. O, Medine’ye geldiğinde, Hz. Peygamber (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) Mekkeli müşriklerle Hudeybiye Antlaşması’nı yapıyordu.
Hz. Peygamber’i evinde bulamayınca, Ümmü Seleme’nin (radiyallahu anha) yanında bekledi. Ümmü Seleme ona ikramlarda bulundu. Ebu Cendel’in anlaşmadan sonra hicret edip, müşriklere geri teslim edildiği haberi gelince Ümmü Gülsüm çok endişelendi. Mekke’ye dönüp, eziyet çekmekten korktu.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Medine’ye geldiğinde durumu anlattılar. Hz. Peygamber onu “Hoş geldin” diyerek karşıladı. Ümmü Gülsüm (radiyallahu anha) Hz. Peygamber’e şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasulü, ben Allah rızası için hicret ettim. Ebu Cendel’i geri gönderdiğiniz gibi beni de onlara teslim etmeyin. Bana eziyet edip, beni dinden döndürmeye çalışıyorlar. Nihayetinde ben bir kadınım. Kadının hali, erkek halinden farklıdır.”
Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: “Allah Teala, belki kadınlar hakkında bu anlaşmayı hükümsüz bırakır.” Bir müddet sonra Mümtehine suresinin 10. ayeti ile Allah, Ümmü Gülsüm’ü (radiyallahu anha) anlaşmanın dışında tuttuğunu beyan etti. Ayet-i kerime şöyle diyordu: “Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman imanları hususunda onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını herkesten daha iyi bilir. Siz de onların inanmış olduklarına kesin kanaat getirirseniz, onları müşrik kocalarına geri göndermeyin…”
Evlilik Hayatı
Ümmü Gülsüm (radiyallahu anha) Medine’ye yerleşmişti. Henüz evlenmemişti. Kendisiyle evlenmek için Zeyd b. Harise ve Abdurrahman b. Avf talepte bulundu. O da hangisiyle evleneceğine karar vermek için Hz. Osman’a (radiyallahu anh) danıştı. Hz. Osman ise bu konuyu Hz. Peygamber’e (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) danışmasını söyledi. Kendisine durum anlatılınca Hz. Peygamber, Ümmü Gülsüm’ün Zeyd b. Harise ile evlenmesini söyledi.
Mutlu bir evlilik geçirdiler. Hz. Peygamber (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) Zeyd’i Mute Savaşı’nda komutan olarak tayin etti. Hz. Zeyd savaşta şehit düşünce Ümmü Gülsüm (radiyallahu anha) önce Zübeyr b. Avvam ile evlendi. Vefatına yakın ise meşhur sahabi Abdurrahman b. Avf ile evlendi. Bu evlilikten de meşhur muhaddis İbrahim ve Humeyd doğdu.
Ümmü Gülsüm (radiyallahu anha), Hz. Ali döneminde vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun. Ruhu için el Fatiha…