İçeriğe geç

Yaşlıya Hürmet Hadis (Tirmizi, Birr, 15)

    Bir insanın hayatında çocukluk, gençlik ve ihtiyarlık evresi vardır. Kimi insan genç yaşında dünyadan ayrılırken kimi ise ihtiyarlayıp dünya hayatını tamamlar. Bu, hayatın gerçeğidir, değişmez. Gücü ve kuvveti yerinde olan bugünün gençlerinin yarının ihtiyarları olacağı unutulmamalıdır. Anne baba başta olmak üzere, yaşı bizden büyük olan tanıdığımız yahut tanımadığımız bütün büyüklerimize karşı saygı ve hürmet göstermek dini ve insani bir görevimizdir. İhtiyarlara sırf yaşından dolayı hürmet eden hem dünyada hem de ahirette mükafatlandırılır. Hele bir de hürmet gösterdiğimiz kendi anne babamız ise, ecir ve mükafat katbekat fazla olur.

    Gelin, size bu hususla ilgili bir hikaye anlatayım. Osmanlı döneminde Hasan Paşa ve oğlu Fuat Paşa askeriyede subay olarak görev yaparlar. Yıllar geçtikçe baba oğul adeta rütbe yarışına girer. Fuat Paşa müşir (mareşal) rütbesine ulaşarak babasını geride bırakır. Aile içinde bu rütbe farkı mesele olmaz. Fakat orduda emir-komuta önemlidir. “Resmi toplantı ve devlet merasimlerinde bu iş nasıl olacak?” diye herkes birbirine sorar olur. Bir gün Yıldız Camii’nde cuma selamlığında takdire şayan bir hadise yaşanır. Dönemin padişahı Abdülhamid Han, cuma namazından çıkıp askerleri selamlayarak faytona binip meydandan ayrıldıktan sonra rütbeli askerler de kendi usul ve erkanlarına göre meydandan yavaş yavaş ayrılmaya başlarlar.

    Fuat Paşa’nın faytonu gelir. Rütbesi kendisinden aşağı olan babasına, “Buyurun paşa babacığım, araba sizi bekliyor. Önce siz binin” der. Tecrübeli, güngörmüş Hasan Paşa bunun uygun olmadığını düşünür. “Sizin rütbeniz bizden üstündür. Emir komutaya itaat gerekir” deyince, babasına hürmetsizlik etmekten endişe eden Fuat Paşa şöyle der: “Mademki rütbe esastır, öyleyse emrediyorum. Önce faytona siz binin.” Bu olayı yakından seyredenler durumu Sultan Abdülhamid’e bildirirler. Çok duygulanan Abdülhamid Han ertesi gün baba ile oğlu huzura davet eder ve şöyle der: “Müşir oğlunuzun rütbesine gösterdiğiniz saygı, oğlunuzun da size gösterdiği hürmet memnuniyetimize mucip olmuştur. Bugünden itibaren sizin rütbeniz de oğlunuzun rütbesine yükselmiştir. Hayırlı olsun Müşir Hasan Paşam…”

    Aziz dostum! Edep, saygıyı ve hürmeti gerektirir. Küçükleri sevip büyüklere hürmet etmek toplumu inşa eden davranışlardandır. Bir toplumun varlığını sürdürebilmesi o toplumdaki edep ve hürmetin devamlılığı sebebiyledir. Bizler de büyüklere hürmette gayretli olmalıyız. Onların bilgi ve tecrübelerinden istifade ederek hayır dualarını almalıyız.

    Yaşlığa hürmet hadis şöyledir: “Küçüklerimize şefkat etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.” (Tirmizi, Birr, 15)

    Allah Teala bizleri her daim edebi muhafaza edip büyüklerine saygı ve hürmette kusur etmeyenlerden eylesin. Vesselam…