İçeriğe geç

Yunanistan Bir İleri İki Geri

    Avrupa’nın Doğu’dan gelebilecek her türlü tehdidi önlemek amacıyla adeta bir karakol gibi kullandığı Yunanistan, Türkiye ile olan ilişkilerinde bir türlü dengeyi tutturamıyor. Bizans’ın tarih sahnesinden silinmesinin acısını zihinlerinden atamayan Yunanlılar, Milli Mücadele’deki hezimeti de bir türlü sindiremiyorlar. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin karşısında sürekli bir problem olarak duran Yunanistan, geçtiğimiz günlerde ilginç bir hamleyle dostane tavırlar sergilemişti. Başbakan Mitsotakis İstanbul’a gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü. Hayli ılımlı mesajların verildiği toplantının ardından, iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı yapılması bile gündeme getirilmişti. Ukrayna-Rusya geriliminin sebep olduğu bu yakınlaşma ne yazık ki kısa sürdü. Mitsotakis ABD’ye yaptığı ziyarette Amerikan Kongresi’nde ortak oturuma katıldı. Burada yaptığı ve izleyenlerin alkışladığı konuşmasında “Kıbrıs’ta kimse iki devletli çözümü asla kabul edemez.” dedi.

    Bununla da yetinmedi Mitsotakis. Beyaz Saray yönetiminden Yunanistan’a F-35 savaş uçaklarını satmalarını istedi. Dahası, Türkiye’nin F-16’ların modernizasyonu ve yeni savaş uçakları alma projelerinin engellenmesi için lobi faaliyetlerinde bulundu. Türkiye de bu şizofrenik tavırlara kayıtsız kalmayıp, dostane açıklamaları bir kenara bırakarak, Yunanistan’a hayli sert cevaplar verdi. Atina yönetiminin Ege’deki adaları silahlandırma çabası ise Türkiye için bardağı taşıran son damla oldu.

    10 milyonluk nüfusu, yerle yeksan olmuş ekonomisi ve Avrupa’ya adeta solunum cihazıyla bağlı olan hükümetiyle Yunanistan, böyle cesur adımları, mümkün değil, tek başına atamaz. Yunan hükümetinin ve kamuoyunun gözden kaçırdığı bir husus var. Daha birkaç ay önce ortalama Ukrayna benzeri bir yaklaşım sergilemeye kalkışınca arkasında kimse durmamış ve bedelini epey ağır ödemişti. Ödemeye de devam ediyor. Umarız Yunanistan da aynı hataya düşmez!