Zikir: Sözlük manası, anmak ve hatırlamaktır. Terim olarak, Cenâb-ı Allah’ı anmak ve unutmamak suretiyle gafletten ve unutkanlıktan kurtuluş anlamındadır. Zikrin çok yöntemi vardır. Dil ile de olur, kalp ile de… En büyük zikir namazdır. İnsan sürekli Rabbini zikredebilecek kabiliyette yaratılmıştır. Tekkelerde bunun eğitimi verilir.
Bir müslümanın yaptığı işte Allah rızası olup olmadığını sorgulaması, nimetlere şükretmesi ve nimetleri tefekkür etmesi hep zikirdir.
Zikir nedir? Zikir manevi terbiyedir. Manevi terbiye ve yolculukta ilk hedef, kalbin uyanmasıdır. Ardından manevi kirlerden arınması gelir. Onu Yüce Allah’ın razı olduğu güzel ahlaki özellikler takip eder. Peki kalbin uyanmasına etki eden zikir ile güzel ahlak tesiri veren zikir aynı zikir midir? Daha doğrusu zikir nedir çeşitleri nelerdir?
Zikir sonucunda kalp ilahi dostluğa hazır olur. Bu kalbin hediyesi Allah ile huzur bulabilmektir. Sülükten maksat da budur. Bu oradaki mücadelenin yani mücahedenin sonucu ise Yüce Allah ile dost olmak ve ilahi himaye girmektir.
Manevi terbiye de ilk olarak kalp ele alınır. Bütün Allah dostlarının tecrübe ve tespitlerine göre, kalbin temizlenmesi ve nefsin terbiyesi için en etkili ilaç Allah Teala’yı zikretmektir.
İçindekiler:
- 1 Zikir Ne Demek?
- 2 Zikrin Önemi ve Faydaları
- 3 Zikir Nedir Çeşitleri Nelerdir?
- 4 Zikrin Fazileti İle İlgili Ayetler
- 5 Zikrin Sırları Nelerdir?
- 6 Zikrin Faydaları İle İlgili Hadisler
- 7 Peygamber Efendimizin Yaptığı Zikir Çeşitleri Nelerdir?
- 8 Zikir Nasıl Yapılır?
- 9 Seyri Sülük Nedir?
- 10 Vird Nedir & Nasıl Çekilir?
- 11 Gizli Zikir Nedir ve Nasıl Yapılır?
- 12 Sesli Zikir Nasıl Çekilir? Sesli Zikir Caiz Mi?
- 13 Kaynakça
Zikir Ne Demek?
Zikir denince hemen akla anmak hatırlamak unutmamak yad etmek gelir. Bu doğrudur. Ancak burada anmaktan gaye sevmek, yüceltmek ve özlemektir. Bu yüzden zikir nedir çeşitleri sorusunun asıl cevabı, gönülden masivayı çıkarıp, mevlayı sevmektir.
Allahu Teala’nın dışındaki her şeye masiva denir. Zikir nefsi ezip, Yüce Rabbi yüceltmektir. Zikir fikrin meyvesidir fikir de muhabbetin eseridir. Muhabbet ise Allah vergisidir. Sevgisiz insan yoktur. Her insanın bir şeye muhabbeti vardır.
Farz derecesinde mühim ibadetlerden biri de zikirdir. Zikir yüce Allah’ı tesbih etmek, O’na hamdetmek, O’nun şanını yücelten kelimeleri telaffuz etmek, Kur’an okumak, gerek din gerek dünya ve gerekse ahiretle ilgili bütün ihtiyaçlarını O’ndan istemek, peygamberi Muhammed Mustafa’ya [sallallahu aleyhi vesellem] salât ve selâmda bulunmak gibi anlamlara gelir.
Tasavvufî ıstılahta zikir, kalbi gafletten uyandırıp yüce Allah’a bağlayarak ebedî huzuru ele geçirmek için kalbi devamlı O’nun zikriyle meşgul etmektir. Zikir, kalbi yüce Allah’a bağlayan en kısa, en kolay yoldur. Allah [celle celâluhû],
“Siz beni zikredin; ben de sizi zikredeyim” (Bakara 2/152) demektedir. Yine,
“Kulum beni zikrettiğinde, ben onunla beraberim. Kulum beni gizlice içinden zikrederse ben de onu özel olarak zatımla zikrederim. O beni bir topluluk içinde zikrederse ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde (meleklerimin arasında) zikrederim” buyurmaktadır.
Müfessir Fahreddin er-Râzî [rahmetullahi aleyh] der ki: “Bir kalp ancak yüce Allah’ın muhabbeti ile dirilir, sevgisiyle hayat bulur, zikriyle huzura erer. Bir kul ancak diliyle zikir, âzalarıyla şükür, kalbiyle fikir içinde kaybolup bütün varlığı ile devamlı Allah’a kulluk yaptığında gerçek insan olur.”
Bir âyet-i kerimede yüce Allah kendisi ile her an beraber olanların halini şöyle belirtmiştir:
“Onlar öyle erlerdir ki, herhangi bir ticaret ve alışveriş kendilerini Allah’ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar, yüreklerin ve gözlerin dehşetten ters döneceği ahiret gününden korkarlar” (Nûr 24/37).
Allâme Âlûsî [rahmetullahi aleyh] bu âyetin tefsirinde der ki: “İslâm ümmeti içinde birçok ehl-i tarikat ve özellikle Nakşibendî büyükleri, âyette anlatılan daimî zikir haline ulaşmışlar ve bu zikre ulaşmayı en büyük gaye edinmişlerdir. Zikir onların kalbinde iyice yerleşmiştir. Öyle ki hiçbir halde yüce Allah’ı zikirden gafil olmazlar.”
Gavs-ı Sânî Seyyid Abdülbaki hazretleri [kuddise sırruhû], bir sohbetlerinde zikir hakkında şöyle buyurdular:
“Zikir kalbin gıdasıdır; gıdasını almayan kalp zayıflar, sonra ölür. Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir, tatlanır, manen hayat bulur. Haramlar ve işlenen günahlar ise, şeytanın gıdasıdır.
İşlenen günahlar, insanın kalbini zayıflatır; onun düşmanı olan nefsi ve şeytanı kuvvetlendirir. Bu nedenle, insanın içinde kalp, nefis ve şeytan devamlı mücadele halindedir. Rabbü’l-âlemîn,
‘Dikkat edin, uyanık olun; kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzur bulur’ (Ra‘d 13/28) buyurmuştur.”1
Zikrin Önemi ve Faydaları
Büyük Arif Mevlana Halit Bağdadi (k.s), sadık müridi Şeyhul İslam Mekki Zade Mustafa Asım efendiye yazdığı bir mektupta zikrin önemi ve faydaları kısaca şöyle yazılmaktadır:
Sağlam bir itikada sahip olup, hak mezheplerden birisine uyarak farzları yerine getirdikten sonra, ibadetlerin en yücesi ve en faziletlisi olan gizli zikir ibadetine devam etmek gerekir. Daha fazla bilgi için gizli zikir nedir adlı makalemi okuyabilirsiniz.
Zikir esnasında insan, Allahu Teala’nın kendisini gördüğünü, işittiğini ve hiçbir şeyin ondan gizli kalmadığını bilmelidir. Burada bilmek taklit değildir tahkik ile elde edilen bir ilimdir. Bu ilmel yakin ilmi denir.
Bu ilme ulaşmak için, insanın Allah’tan başka her şeyden yüz çevirip İhlas, edep ve sevgi ile sünnete sarılması gerekir. Bunun en güzel yolu, irşat ile görevli Allah dostlarından birisinin terbiyesi ve tasarrufu altına girmektir.
Gücünüzün yettiği kadar, gizli zikre özen gösteriniz, bu yolun büyüklerinin yani sadatı kiramın himmet ve tasarruflarını üzerinize çekmeye çalışınız. Sahip olduğunuz yüksek rütbeler sizlere bunlardan alıkoymasın. Bu büyüklerden alacağınız azıcık nispet bile size çok şey kazandırır.
Zikir Nedir Çeşitleri Nelerdir?
Günümüzde zikir nedir çeşitleri deyince, farz bir amel değil, nafile bir ibadet akla gelir nedense! Bazı insanlar beş vakit namazını kılan, Kur’an’ı okuyan, ilimle uğraşan, haramlardan kaçan müminlerin, zaten zikir yaptığını; ayrıca Allah’ı zikretmek ihtiyacı olmadığını düşünür.
Evet, bu sayılan ibadet ve ameller bir çeşidi zikirdir. Fakat kalbe ilaç olacak, nefsi ıslah edecek zikir, hepsinden ayrı özel bir ameldir.
Allah dostları kalbin ilacı olan zikri, günlük yapılan zikir yani vird haline getirmişlerdir. Bu sayede zikir onların tüm benliklerini sarmış, bütün vakitlerine yayılmış ve hayatlarının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Buna zati zikir denir.
Zikrin Fazileti İle İlgili Ayetler
Zikrin önemi olarak önce şu gerçeği hatırlayalım: yüce kitabımız Kur’an, bütün kainatın Allah’ı zikrettiği haber veriyor: Yedi kat gök, yer ve bunların içindekiler hepsi Allah’ı tesbih eder onu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihini anlamazsınız. O çok halimdir, çok bağışlayıcıdır. (İsra 44. Ayet)
Yine Kur’an ayrıca bize şunu öğretiyor: Göklerde ve yerlerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tesbih ettiğini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir. (Nur 41. ayet)
Allahu Teala yarattığı her varlığa, kendisini zikretme özelliği vermiştir. Cansız varlıkların zikir şeklini biz fark edemeyiz, ancak bir çeşid zikir yaptıkları muhakkak. Nefes alıp veren her canlı, iradeli ve iradesiz, mutlaka nefes alıp verir. Bu nefesler tabii haliyle boğazdan çıkarken canlı hû, hû der, zikir çeker.
- Hu, Onu, yani yüce yaratıcıyı gösterir.
- Bu en kısa ve özlü zikirdir.
- Ancak pek çoğumuz bundan habersizdir.
- Zikir terbiye için farzdır.
- Ne kadar yapılsa azdır.
Zikrin Sırları Nelerdir?
Namaz niçin kılınır, zekat niçin verilir? Hacca ne için gidilir, ilim niçin tahsil edilir? Peygamber, kitap, Kabe, cami, anne baba ne için sevilir, kurban ne için kesilir, Cihat ne için yapılır? Bu soruları çoğaltmak mümkün elbette. Ama verilecek cevap tektir: Allahu Teala’yı bilmek için.
Allahu Teala’yı tanımanın yolu ise zikirdir. Hiçbir ibadet kendi başına hedef değildir. Namaz, oruç, zekat, hac, hizmet, güzel ahlak, ilim, irfan, ihsan hep Yüce yaratıcıyı zikir içindir.
Peki zikir nedir çeşitleri nelerdir? Namaz da bir zikir midir? Namaz en büyük ibadet değil mi? Ondaki tek hedef, bütün azalarla Allah’ı zikretmek değil mi? Beni zikretmek için namaz kıl. (Taha 14. ayet)
Ayeti namazdaki hedefi tayin etmiyor mu? Namazdaki asıl hedef, belli hareketleri sadece yapmak değil, bütün bunları yaparken zikretmek, dil ve hal ile Onu yüceltmek ve onun karşısında nefsini teslim etmektir.
Bir de şu ayeti düşünelim: Namaz kıl! Muhakkak ki namaz insanı kötülüklerden ve hoş olmayan hallerden alıkoyar. Hiç şüphesiz Allah’ın Zikri en büyüktür. (Ankebut 45. ayet)
Kulun yüce Allah’ı zikretmesi her şeyden büyüktür. Yaptığı zikre karşılık olarak Yüce Allah’ın kulunu zikretmesi ise hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar büyük bir saadettir. Allahu Teala’nın “siz beni zikredin, bende sizi zikredeyim” müjdesi, her çeşidi zikri içine alır. (Bakara 152. ayet)
Zikrin Faydaları İle İlgili Hadisler
Allahu Teala zikretmek için bu müjde yeter bile. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz zikir nedir fazileti hadis olarak zikrin insana ne kazandırdığını şöyle anlatır:
Size amellerinizin en hayırlısını, rabbiniz katında en temiz alanını, derecenizi en çok yükseltenini, altın ve gümüş infak etmekten, düşmanla karşılaşıp onları öldürmeniz den veya onlarla savaşırken şehit düşmeniz den daha hayırlı olanını haber vereyim mi? Bu amel, Allahu Teala zikretmektir. (Tirmizi, Deavat, 6; İbnu Mace, Edep 53)
Zikir nedir çeşitleri konulu yazımızın sonuna geldik. İnşallah faydalı olmuştur. Daha fazla bilgi için zikir hakkındaki diğer yazılarımı okuyabilirsin. Daha fazla bilgi için zikrin faydaları adlı yazımızı okuyabilir ve 9 yönden zikir çekmenin faydaları nelerdir öğrenebilirsiniz.
Peygamber Efendimizin Yaptığı Zikir Çeşitleri Nelerdir?
Zikir çeşitleri ve yapılış şekilleri Kur’an ve sünnette bahsedilmiştir. Peygamber Efendimiz ﷺ bütün zikir çeşitlerini bizzat kendisi yapmıştır. Tek başına zikir yaptığı gibi, cemaat halinde halka zikir de yapmıştır.
Gizli zikir yanında, sesli zikir de icra etmiştir. Ashaptan bazılarının meşrebine uygun olarak kendilerine zikir öğretmiş; bazılarına açık, bazılarını gizli zikri tavsiye etmiştir. Ayrıca herkesin yapması gereken zikir çeşitlerini de belirtmiştir.
Efendimiz ﷺ tarafından miktarı, yeri ve zamanı belirlenen zikirler aynen uygulanır, değiştirilemez. Mesela, farz namazlardan sonra 33 defa sübhanallah, elhamdülillah Allahu ekber demek ve peşinden la ilahe illallah vahdehu la şerike leh zikri ile yüze tamamlamak gibi.
Bu zikirlerin miktarı, yeri ve şekli bellidir. Kimsenin ekleme ve çıkarma yapma yetkisi yoktur. Namazların rüku ve secde ve oturuşlarında okunan dua ve zikirler de böyledir. Tesbih namazı, telbiye, teşrik tekbirleri, ezan, kamet gibi belirlenmiş zikirlerde aynen uygulanır.
Bunların dışında Kur’an ve sünnette herhangi bir sayı, şekil ve zaman belirtilmeden teşvik ve tavsiye edilen zikirler mevcuttur. bütün zikirlerin alanı ve zamanı geniştir Allahu Teala’yı anma ve yüceltme manası taşıyan her kelime veya cümle ile bir tür zikir yapılabilir.
Bu zikirler temelde ayet ve hadislere dayanır. İçinden içtihatla tercih yapılabilir. Bu konuda alim ve arif olan Kâmil mürşidler yetkilidir.
Zikir yapılırken daha çok Allah, La ilahe illallah ve Hû lafızları tercih edilmiştir. Bunların her birisi ayet ve hadislerde övülmüş kelimelerdir. Kur’an okumak, salavat getirmek, istiğfar etmek, Allahu Teala’nın güzel isimlerini veya bu isimlerden birisini vird edinmek değişik zikir çeşitleri olarak tanımlanabilir.
La İlahe İllallah Zikri
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] buyururlar:
“Ben ve benden önceki peygamberlerin söylediği sözlerin en faziletlisi, ‘Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh’ sözüdür.”
“Her gün yüz kere, ‘Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ diyen kimse, on köle âzat etmiş gibi olur.
Kendisine yüz sevap yazılır, yüz günahı da silinir. O gün akşama kadar şeytanın şerrinden emin olur. Bu ibadeti aynıyla yapanlar müstesna; hiç kimse yaptığı ibadetle bu ibadetin derecesine eremez.”
“Sokakta, çarşı-pazada gezerken, ‘Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü, yuhyî ve yumîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ diyen kimsenin amel defterine Allah [celle celâluhû], bir milyon sevap yazar ve bir milyon da günahını siler. Kendisi için cennette bir köşk inşa edilir.”
“Sübhânallah, Elhamdülillâh, Allahüekber” Zikirleri
“Her namazın peşinde, 33 defa sübhânallah, 33 defa elhamdülillâh, 33 defa Allahüekber dedikten sonra, yüzüncüde ‘Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ diyen kimsenin denizlerin köpüğü kadar günahı olsa da bağışlanır.”
Ebû Hüreyre [radıyallahu anh] şöyle nakletmiştir:
Muhacirlerin fakirleri Resûlullah’a [aleyhisselâm] geldiler ve, “Ey Allah’ın resûlü, çok mal sahipleri yüksek dereceleri ve devamlı nimetleri alıp gittiler” dediler. Allah Resûlü, “Bu nasıl olur?” buyurdu. Sahabiler, “Onlar bizler gibi namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar.
Bunun yanında sadaka da veriyorlar. Oysa biz veremiyoruz. Köle de âzat ediyorlar; biz ise edemiyoruz” dediler. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Size bir şey öğreteyim! Onu yapmakla sizi geçip geride bırakmış olanlara yetişir ve hatta onları geride bırakırsınız.
Sizin gibi yapanlar müstesna hiçbir kimse de sizden daha üstün olamaz!” buyurdu. “Evet, öğretiniz ey Allah’ın resûlü!” dediler. Resûl-i Ekrem [sallallahu aleyhi vesellem], “Her namazdan sonra otuz üç kere sübhânallah, elhamdülillâh ve Allahüekber deyiniz” buyurdu.
Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem] buyururlar:
“Her gün bin sevap kazanmaktan aciz misiniz?” “Bu nasıl olur ey Allah’ın resûlü?” diye soran birine cevaben şöyle buyurdular: “Yüz kere, sübhânallah dersiniz bin tane günahınız silinir ve amel defterinize bin sevap yazılır.”2
Zikir Nasıl Yapılır?
Zikir üç şekilde yapılır: kalple, dille ve her ikisiyle. Kalbe ilaç olacak zikir çeşidini bu işte tecrübe ve ehliyet sahibi alimler tespit eder. Bu alimlere mürşit denir. Bir mürşit tarafından tespit ve telkin edilen zikirler ilaca benzer hangi hastalığa ne kadar doz ilaç kullanacağını doktor belirler.
Kalbin manevi hastalıklarının doktoru ise mürşitlerdir. bu zatlar, kalbi hangi zikrin şifa vereceğini bilirler. Çeşitli zikirler arasından bir tercih ve terkip yaparlar.
Bu terkibi herkes hazırlayamaz. Bu bir ilim gerektiriyor. Müşahede ve tecrübe ile yapılır. Verilecek ilacın şekil ve miktarı insanın mizaç ve meşrebine göre değişir. Bunu ehli olan anlar ve ayarlar.
Tasavvufun ana gayesi kalbi Allah’ın zikri ve sevgisi ile mamur hale getirmektir. Bütün tasavvuf yolunun büyükleri, kalbin uyanması ve nefsin ıslahı için gizli veya açık zikir çeşitlerinden birisini tercih etmişlerdir.
Elbette her ikisini birden uygulayanlar da olmuştur. Bu bir kolaylıktır. Böylelikle herkes meşrep ve mizacına uygun olan bir mürşide bağlanır.
Onun terbiye metoduna razı olur. Zira önemli olan zikrin en faziletlisi insanın meşrebine en uygun olanı ve azda olsa ihlâsla devamlı yapılandır.
Seyri Sülük Nedir?
Zikrin nasıl yapıldığını öğrendikten sonra artık zikir ile nefis terbiyesi işine başlayabiliriz. Nefis terbiyesinin ne olduğunu bilmiyorsanız nefsin mertebeleri ve halleri adlı yazımızı okuyabilirsiniz. Seyri sülük demek kişinin nefsinin ve vücudundaki diğer azalarının eğitilmesi ve Allah’ı zikretmesi demektir.
Bu eğitimde ilk olarak günlük zikir çekme ile olur. Bu günlük zikre vird denir. Seyri sülüğün nasıl olduğunu, ne kadar sürdüğünü ve hangi zikirlerin çekildiği öğrenmek için seyri sülük nedir adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Vird Nedir & Nasıl Çekilir?
Zikirde esas olan az da olsa devamlı olanıdır. Kişinin bir gün çok zikir çekip bir kaç gün zikir çekmemesi yarardan çok zarar getirir. Bu sebeple her gün belirli bir sayıda zikir çekmeyi adet haline getirmelidir.
Her gün belirli bir miktarda zikir çekmeyi adet haline getirme ye vird denir. Peki günlük ne kadar vird çekilmelidir? Fazla çekmenin zararları nelerdir? Çektiğimiz zikrin az mı yoksa çok mu çektiğimiz nereden bileceğiz diye soruyorsanız merak etmeyin.
Bu hususta da işin ehilleri bulunmaktadır. Nasıl her hastalığa ayrı bir ehil doktor olduğu gibi kalp hastalıklarına da ehil bir doktor vardır. Bunların ne olduğu hakkında ki bütün soruları vird nedir adlı yazımızda cevapladık.
Gizli Zikir Nedir ve Nasıl Yapılır?
Zikir çekmenin temelinde gizlilik vardır. Ayet ve hadisler gizli zikrin önemi ve faydaları hakkında beyanlarda bulunmuştur. Özellikle sesli zikir çeken bir kavmi Efendimiz ﷺ uyarmış ve en hayırlı zikri onlara öğretmiştir.
Allah Teala kudsi hadislerde gizli zikir çekenlere çeşitli müjdelerde bulunmuştur. Fakat gizli zikrin de çekiliş şekilleri bulunmaktadır. Bu hususta gizli zikrin nasıl çekileceğini, Allah’ın ve Resulünün ﷺ razı olduğu şeklin ne olduğunu gizli zikir nedir ve nasıl yapılır adlı yazımızda anlattık.
Sesli Zikir Nasıl Çekilir? Sesli Zikir Caiz Mi?
Sesi kendi duyacağından da yüksek bir voltajda söylenen zikre sesli zikir denir. Bu bazen toplu bir şekilde olurken bazende tek başına da olabilir.
Bu hususlarda işin ehilleri ile beraber çekmek ve onlara tabi olmak gerekir. Çünkü sesli zikrin faydaları böyle görülmektedir. Bu sebeple herkesin nasıl çekebileceğini öğrensin diye sesli zikir nasıl çekilir adlı makalemi okuyabilirsiniz.
Kaynakça
- Nafile İbadetler – Şadırvan Yayınları
- Nafile İbadetler – Şadırvan Yayınları