İçeriğe geç

1. Ahmet Kimdir? Sultan 1. Ahmed’in Bıraktığı Eserler Nelerdir?

    1. Ahmet Kimdir

    Osmanlı padişahları içinde dindarlığı ile bilinen sultanlardan olan 1. Ahmet, 14 yaşında tahta çıkmış, 14 sene sultanlık yapmıştır. 28 yaşlarında da vefat etmiştir. Sultan Ahmed Camii ve külliyesini kendinden sonraki nesle miras bırakan Sultan, silah kullanmada mahir, divan sahibi bir şair ve iyi bir hattattı. Anadolu’da baş gösteren Celâlî İsyanları yüzünden sancağa çıkmadan tahta oturan ilk Osmanlı şehzadesi olan 1. Ahmet, devlet işlerinde çok sert, âlimler ve velîler karşısında ise çok mütevazi bir karaktere sahipti.

    Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerine olan muhabbeti, cenazesinin gasil işleriyle onun ilgilenmesini vasiyet edecek derecedeydi. Fıkıh bilgisi çok derin olan Sultan, Arapça ve Farsçayı da mükemmel derecede bilirdi. Dedesi Yavuz Sultan Selim Han’a benzetilen Sultan 1. Ahmet, halkın sevgisini kazanmış bir padişahtı.

    Osmanlı’da yaşça en büyük şehzadenin tahta geçmesi usulünü getiren Sultan 1. Ahmed’i önemli padişahlar arasında zikretmemize sebep olan özellikleri nelerdi?

    Genç yaşta vefat eden Sultan 1. Ahmed, zevk ve safa hayatına yüz vermeyen, dindar bir padişahtı. Saltanatı zamanında yaptığı hayırlar sebebiyle de halkın güvenini ve sevgisini kazanmıştı. 14 yaşında tahta çıkan ve 14 sene tahtta kalan bu padişah daha 28 yaşında iken vefat etmişti.

    İstanbul’da padişahın vefatı teessürle karşılanmış, halk genç yaşta ölen sultana fazlasıyla üzülmüştü. Elbette bu hüzne sebep olan neden 1. Ahmed’in dindarlığının yanında hayırsever bir padişah olması, devlet işlerinde çok ciddi ve disiplinli davranmasıydı. Ceddi Yavuz Sultan Selim’e benzetilen Sultan, yerine göre sert tabiatlıydı da. İhanet edenleri kesinlikle affetmez ve en sert cezaları uygulamaktan çekinmezdi. Bu karakteri nedeniyle bazen devlet görevinde bulunanlara acımasız davrandığı da rivayet edilir.

    1. Ahmed avcılığı ve cirit oyununu sever, fırsat bulursa Bursa ve Edirne’de ava çıkardı. Fakat padişahın ava çıkması çok masraflı olduğu için saltanatı boyunca ancak dört veya beş defa ava çıkabilmiştir.

    Gayet sade giyinen ve fizikî gücüyle tanınan Padişah, selefleri gibi şiire meraklıydı. Küçük de olsa bir divanı vardır. “Bahtî” mahlasını kullanmıştır. Osmanlı hanedanında tahta geçecek şehzade meselesi ciddi bir politik sorun olagelmiş, bazen iş devletin bölünüp parçalanmaması için evlat veya kardeş katline kadar varmıştı. 1. Ahmed ise yaşça en büyük şehzadenin tahta geçme uygulamasını getirerek bu soruna çare bulmaya çalışmıştır.

    Sultan 1. Ahmed Şehzadeliği Döneminde Nasıl Bir Eğitim Almıştı?

    Bilindiği üzere her biri padişah adayı olan şehzadeler Manisa, Amasya, Trabzon gibi sancaklarda valilik görevine atanır, böylece idareciliği öğrenerek yetişirlerdi.

    Padişah 1. Ahmed, 79’uncu İslâm halifesi olan Sultan III. Mehmed’in oğludur. Babası Saruhan valisi iken 1590 yılında Manisa’da dünyaya gelmişti. Her şehzade gibi çocukluğundan itibaren disiplinli bir eğitimden geçmişti. Daha beş yaşındayken talim ve terbiyeye alınan şehzade, zamanının büyük âlimlerinden Aydınlı Mustafa Efendi tarafından yetiştirildi. Temel eğitimden sonra Hocazâde Mehmed ve Esad efendilerden dersler aldı.

    1. Ahmet özellikle fıkıh ilminde derin bilgi sahibi idi. Arapça ve Farsçayı çok iyi derecede öğrenmişti. Her şehzade gibi kılıç kullanma, ata binme gibi savaş ve askerlikle ilgili olan eğitimlerini de ilmî çalışmalarının yanı sıra ikmal etti.

    Başta söylediğimiz üzere şehzadelerin devlet idaresinde tecrübe kazanmaları için İstanbul dışındaki bazı şehirlere yönetici olarak gönderilmeleri mutat bir uygulamaydı ve bu durum “sancağa çıkma” olarak adlandırılıyordu. Ancak 1. Ahmed’in şehzadeliğinde Anadolu’da baş gösteren Celâlî isyanları nedeniyle genç şehzade sancağa çıkamadan tahta geçen ilk Osmanlı şehzadesi oldu.

    1. Ahmet’in Bıraktığı Eserler Nelerdir?

    Kendisinden önceki Osmanlı sultanları gibi 1. Ahmed de padişahlığı döneminde şiir ve hat sanatıyla bizzat ilgilenmiş, halkına birçok abidevî eser kazandırmış bir sultandı.

    Bu eserler arasında Sultan Ahmed Camii’nin ayrı bir yeri vardır. İstanbul’da en çok ziyaret edilen ve yabancılar tarafından mavi çinilerinden dolayı “Mavi Cami” olarak bilinen bu cami klasik Osmanlı mimarîsinin şaheserlerinden biridir. 1. Ahmet caminin temel atma çalışmalarında bizzat bulunmuş, terleyene kadar çalışmıştır.

    Şunu da belirtmek lazım: Sultan Ahmed Camii sadece cami olarak inşa edilmemiştir. Hemen yanında medresesi, imarethânesi, tabhânesi, darüşşifası, mektep ve dükkanları ile tam bir külliye şeklindedir.

    Sultan 1. Ahmed, özenle seçtiği ustaları Mekke ve Medine’ye göndermiş, özellikle hayli yıpranmış bulunan Kâbe duvarlarını tamir ettirmiştir. Ayrıca Kâbe’nin kapısı üzerinde bulunan kitabe ile altın oluğu yeniletmiş, duvarları tutması için altın ve gümüşten on altı kuşak yaptırıp Mekke’ye göndermiştir. Yine İstanbul’da özel olarak beyaz bir mermerden hazırlattığı minberi Medine’ye göndermiş, Mescid-i Nebevi’nin eskimiş olan minberini değiştirtmiştir.

    Sultan Ahmed Camii’nin yanı sıra Üsküdar’da Kavak Sarayı Mescidi ve Beylerbeyi’nde İstavroz Mescidi’ni de yine Sultan 1. Ahmet yaptırmıştır. Ancak bu iki mescid bugün maalesef mevcut değildir. Eyüp’te bir sebili; Alemdar, Tersane, Tophane ve Haydarpaşa’da yaptırdığı çeşmeleri olduğu bilinmektedir. Fakat bu eserler de muhtelif imar çalışmaları sırasında kaldırılmıştır.

    1. Ahmet’in Vefatı ve Vasiyeti Hakkında Neler Söylenebilir?

    Sultan 1. Ahmed, Osmanlı ile Avusturya arasında Viyana Antlaşması olarak bilinen anlaşmanın hazırlıklarının yapıldığı günlerde rahatsızlanmıştı. Aslında ilk olarak padişahın sırtında bir yara çıktığı fark edildi. Doktorların çabalarına rağmen hastalık ilerliyordu. Vefat edeceğini anlayan 1. Ahmed gayet sakindi. Son demleri yaklaştığında vefatından sonra gaslinin Aziz Mahmud Hüdayî hazretleri tarafından yapılmasını vasiyet etti.

    22 Kasım 1617’de, elli bir gün boyunca kalkamadığı yatağında 28 yaşında vefat eden Sultan 1. Ahmed’in bu beklenmedik vefatı saray çevresini şaşkınlığa uğratmıştı. İstanbul camilerinden sela sesleri birbiri ardına yükseldi. Vasiyetinin yerine getirilmesi için Aziz Mahmud Hüdayî hazretlerine haber gönderildi. Genç padişahı çok seven, yaşı da hayli ilerlemiş olan Hüdayî hazretleri, sultanı çok sevdiği için bu vazifeyi yapmaya dayanamayacağını, ayrıca ihtiyarlığının da bu görevi hakkıyla yerine getirmesine müsaade etmeyeceğini belirtti. Yerine müridlerinden Şaban Dede’yi bu iş için göndermek istediğini söyledi.

    Sultanın cenaze namazını Şeyhülislâm Esad Efendi kıldırdı. Kalabalık bir cemaatin katıldığı cenaze, henüz bitmemiş olan Sultan Ahmed Camii’nin yanındaki türbesine defnedildi.

    Padişahlığın verdiği rahata hiç kapılmayan, dünyanın süsüne lüksüne yüz vermeyen ve dervişâne bir hayat yaşayan Sultan 1. Ahmet, devrinin meşhur velîlerinden Abdülmecid Sivasî ve Aziz Mahmud Hüdayî hazretlerinden feyz almıştı.

    Dönemin Devlet Adamları Sultan 1. Ahmed Hakkında Neler Söylüyor?

    Sadece bir örnek verelim: Sultan 1. Ahmed Han döneminde kazaskerlik yapan Bostanzâde Yahya Efendi bir eserinde ondan bahseder. Derviş tabiatlı olarak anlattığı sultanın adaletli ve şeriat yolunda bir kişi olduğunu yazar. İyilik yapmayı ve hayır işlemeyi çok sevdiğini, sözlerinde ve nüktelerinde ölçülü olduğunu belirtir.

    Bu kitaba göre 1. Ahmed, sarayda yapılan bayramlaşma merasimlerinde, âdet olduğu üzere elini öpen mollalara, şairlere ve vezirlere saygı göstermek için tahtından kalkmaktadır. Yahya Efendi, Sultan’ı bazı özellikleriyle dedesi Sultan Murad’a da benzetir. Dedesinden daha uzun olan Sultan’ın alçak gönüllülükte de çok ilerde olduğunu, Allah vergisi bir heybete sahip olduğunu belirtir.

    Allah ona rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.