Mantarlar, insanlar tarafından çoğunlukla sebzelerle karıştırılmalarına rağmen, aslında tam anlamıyla bir bitki değildir. Mantarlar, kendi ayrı bir taksonomik sınıfa sahiptirler ve Kingdom Fungi’ye (mantarlar krallığı) aittirler. Mantarlar, türlerine göre değişmekle birlikte, çoğunlukla nemli ve gölgeli ortamlarda yetişirler ve besinlerini bitkilerden farklı bir şekilde üretirler.
Mantarlar, bitkiler gibi fotosentez yapamazlar. Fotosentez, bitkilerin güneş ışığından enerjiyi kullanarak besinlerini üretmesidir. Mantarlar ise besinlerini farklı bir şekilde elde ederler. Mantarlar, kendi özgün hücre duvarlarına sahiptirler ve bu hücre duvarları kitin adı verilen bir madde içerir. Kitin, mantarların hücrelerini bitkilerin hücre duvarlarından ayıran bir özelliktir.
Mantarlar, toprakta yaşayan bitkiler gibi kökleri olmayan yapılara sahiptirler. Bunun yerine, mantarların filamentöz olarak adlandırılan ince dalları vardır. Bu dallar, mantarın substrat olarak adlandırılan besin kaynağına yayılır ve besinleri buradan alır.
Mantarların üreme şekli de bitkilerden farklıdır. Bitkilerin üreme organları tohumlardır, ancak mantarların üreme organları sporlardır. Sporlar, mantarların substrat üzerinde ürettiği küçük yapılar olan basitçe sporocarps adı verilen yapıların içinde bulunur. Bu sporlar, rüzgar veya hayvanların yardımıyla diğer alanlara taşınarak yeni mantarların büyümesine olanak sağlar.
Mantarların hastalıklara ve zararlılara karşı bağışıklığı da bitkilerden farklıdır. Mantarlar, bitkilerin aksine, bağışıklık sistemine sahip değillerdir. Bunun yerine, mantarlar, karşılaştıkları hastalıklara veya zararlılara karşı uyum sağlamak için hızla değişen bir genetik yapıya sahiptirler.
Sonuç olarak, mantarlar, bitkilerden farklı bir biyolojik yapıya sahip olan ayrı bir taksonomik sınıfa aittirler. Mantarların beslenme, üreme ve bağışıklık sistemleri bitkilerden farklıdır. Bu nedenle, mantarlar bitkilerle aynı şekilde sınıflandırılamazlar.