Allah Teala, insanlara son din olarak İslamiyet’i, İslamiyet’i öğretmesi için de son peygamber olarak Muhammed aleyhisselamı gönderdi. Kuran-ı Kerim’de yer alan Nahl 44 ayetinde (Resulüm, sana indirdiğimiz Kur’anı insanlara açıkla) buyuruluyor.
Bu ayetten anlaşılacağı üzere, Müslümanlar peygamber efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem rehberliği ile İslamiyet’i en doğru şekilde yaşayabilirler.
Her işin bir bileni olur. Akıllı insanlar, detayını bilmedikleri işlerde bilenlerden yardım alırlar. Mesela karnı ağrıyan biri, kendi midesine ilaç seçerek şifa bulamaz. Ya da tıp kitaplarını okuyarak ameliyat yapma ilmini öğrenemez.
Bu nedenle karnı ağrıyan kişi, doktora başvurur. Doktorun dediği reçeteleri uygular ve gerekirse cerrah tarafından ameliyat edilir. Bu yolda alim olmak isteyen de yıllarını ders almak ve uzmanlaşmak için harcar, hekim olur.
İslam dini de böyle diyebiliriz. Her insan, Kuran-ı Kerim’in en ince detaylarına vakıf olacak kadar akla ya da bu uğurda harcanacak zamana sahip değildir.
Bu nedenle, peygamberimizin sallallahu aleyhi ve sellem rehberliğine sarılmak Kur’an-ı kerimi hayatımıza yansıtmak için en doğru yol olacaktır.
Kur’an-ı Kerim, İslamiyet’in özü, en temelidir. İslamiyet’in Kuran-ı Kerim’e göre nasıl yaşanacağını insanlara peygamber efendimiz göstermiştir. Peygamber efendimizin yaşamını da İslam Alimleri insanlara anlayacakları şekilde açıklamışlardır.
Peygamber efendimizin rehberliğinde, İslam Alimlerinin tarif ettiği gibi dinimizi yaşarsak Allah Teâlâ’nın rızasını kazanacak yolda emin adımlarla gidiyoruz demektir.
Zamanı olan, zekâsı yüksek kişiler daha detaylı bir eğitim alarak İslam alimi olmaya çalışabilirler. Böylece rehberlik süresince takip ettikleri yolun sebep ve nedenlerini derinlemesine öğrenebilir, daha üst noktalara ulaşabilirler.