Mutlak sular, tahir ve mutahhir (temiz ve temizleyici) olup olmamaları bakımından beş kısımdır:
Temiz ve Temizleyici Olan ve Kerahetten Beri Bulunan Mutlak Sular
Üç vasfı (rengi, tadı, kokusu) bozulmamış ve kendisinde keraheti gerektiren bir şey bulunmamış olan, herhangi mutlak bir su bu kısma girer. Bu su, hem içilir hem yemeklerde kullanılır hem de onunla her türlü temizlik yapılabilir.
Temiz ve Temizleyici Olmakla Beraber Mekruh Olan Sular
: ev kedisi gibi evcil hayvanın yahut Çaylak ve doğan gibi yırtıcı bir kuşun veya evlerden eksik olmayan fare gibi hayvanların, içlerinden içmiş oldukları sular bu kısımdandır. Başka bir su varken böyle suları içmek, yemek ve temizlikte kullanmak tenzihen mekruhdur.
Temiz Olduğu Halde Temizleyici Olmayan Mutlak Sular
Bunlar bir hadesi (hükmi necaset olan abdestsizliği) gidermek için, insanın bedeninde ibadet maksadı ile kullanılan sulardır. Böyle abdest ve gusül için kullanılmış olan sulara “ma-i masta’mel” (kullanılmış su) denir.
Örnek: Abdesti olmayan bir müslümanın, bütün abdest azalarında veya bir kısmında kullanıp biriktirdiği yahut cünüp bir müslümanın bütün bedeninde kullanmış olduğu su bu kısımdandır.
Abdesti olan bir Müslüman, abdest almış olduğu yerden başka bir yerde sevap niyetiyle abdest alması yahut bir ibadet yaptıktan sonra aynı yerde tekrar abdest alması suretiyle toplanan sular da böyledir.
Yine yemeklerden önce ve sonra, Peygamberimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem sünnetine sünnetine uymak maksadı ile el yıkamakta kullanılmış olan sular da böyledir.
İşte bu şekilde kullanılmış sular, her ne kadar temiz iseler ve maddi pislikleri giderirlerse de (abdestsizlik gibi) hükmen necasetleri gideremezler. Bu sularla abdest alınamaz ve gusledilmez.
Kullanılmış böyle suların temiz olup temizleyici olmamaları İmam Muhammed’e göredir. Fetva’da bu yöndedir. Fakat İmam’ı Azam ve İmam Ebu Yusuf’a göre, bu sular temiz değildir, pis sayılırlar.
(İmam Malik ve İmam Şafii’den nakledilen bir görüşe göre, bu kullanılmış sular hem temiz hem de temizleyicidir. Ancak ikinci defa kullanılmaları mekruhtur.)
Temiz Olmayan Mutlak Sular
İçine pislik düştüğü kesin olarak bilinen yahut fazla bir zanla bilinen az miktardaki sulardır. Böyle ular pis hükmündedir. İçine düşen pislikten dolayı renk, tat veya kokusu bozulmuş olan ve “büyük havuz” denilen çok sularlar akar sular da pislenmiş su hükmündedir.
Durgun olup akar halda bulunmayan suların, yüz ölçümü 100 arşın kare (25 metrekare) kadar ise buna “büyük havuz” denir. Bu su dört köşeliyse her kenarı 10 arşın (5 metre), daire şeklindeyse çevresi 36 arşın (18 metre) gelir. Bundan az olan durgun sulara da “küçük havuz” denir.
Havuç ölçüsünde suyun derinliğine bakılmaz. Avuçlandığı zaman dibinin açılmaması, (büyüklük ölçüsündeki) büyük havuz için yeterlidir.1
Akar sulara gelince; bunlar az olsun, çok olsun, büyük sular (büyük havuzlar) hükmündedir. Böyle bir akarsu içine düşen bir pislikte suyun üç vasfından biri değişip bozulmadıkça, bu su temizdir ve temizleyicidir. Bir suyun da akıcı sayılabimesi için en az bir saman çöpünü götürmesi lazımdır.
Şüpheli Mutlak Sular
Bunlar, merkeplerin ve onlardan doğan katırların artığı olan sulardır. Böyle bir su temiz ise de abdestsizliği (hades denilen hükmi necaseti) gidermeye yeterli olup olmadığı şüphelidir.
Bir kimsenin abdesti varken, sadece serinlemek için yahut başkasına abdest alınışını öğretmek için abdest aldığı su hem temizdir hem de temizleyicidir.
Yine bir kimse abdest aldıktan sonra, aynı mecliste daha abdesti bozulmadan ve o abdestle bir ibadet yapmadan tekrar abdest alırsa biriken su temizdir, temizleyicidir. İçinde temiz bir kapın veya temiz bir çamaşırın yıkandığı su da böyledir. Çünkü bu sularla ne maddi ne de hükmi bir temizlik yapılmıştı. Ancak böyle kullanılmış sulardan insan tiksinir; sağlık bakımından da zararlı olmaları düşünülür. Zaruret olmadıkça bu gibi sular içilmez, yemeklerde kullanılmaz. Bunlarla abdest ve boy abdesti alınmaz.
Bir mutlak (saf ve tabii) suya kullanılmış (müstamel) su karıştığı zaman bakılır: Eğer asıl temiz su, karışan (müstamel) sudan iki kat fazla ise onunla hükmi necaset (abdestsizlik) giderilebilir. Durum aksine olursa, karıştırılan müstamel (kullanılmış) su asıl temiz sudan iki kat daha fazla olursa, onunla abdestsizlik (hades) giderilmez, güsül yapılamaz. Her iki suyun miktarı eşit olduğu zaman, ihtiyat olarak hüküm yine böyledir.2
Kaynakça ve Dipnotlar
- Büyük ve küçük havuz: Yüzeyi 25 metrekare ölçüsünde olan ve avuçlandığında zaman dibi açılmayacak durumda bulunan (10-15 santimetre derinliğinde) durgun sulara “büyük havuz” denir ve bunun suyu “çok su “kabul edilir”. Havuz dört köşeli olunca, kenarları beşer metre ise büyük havuz sayılır. Akar sulara yahut büyük havuz hükmünde olan çok sulara herhangi bir pislik karıştığı yahut bir leş düştüğü zaman, su içinde bunun rengi, tadı ve kokusundan bir eser görülmezse o su temiz sayılır. Bu durumda pisliğin görüldüğü yerin biraz uzağından alınan su, abdest ve diğer temizlik işlerinde kullanılabilir. Küçük havuz hükmünde olan durgun az bir suyun içine, bir iki damla dahi olsa bir necaset veya bir leş düştüğü bilinse, su içinde onn eseri belli olmasa bile, artık o su tamamiyle pislenmiş sayılır. Böyle bir su abdest ve temizlikte kullanılmaz. Şafii ve Hanbelilere göre “kulleteyn miktarı”, yani 210 litre kadar olan sular çok su, daha azı küçük havuz ve az su kabul edilir. Kulleteyn (iki kulle) su ise 20-21 cm. derinliğinde, 1 metrekarelik su kütlesinden ibarettir.
- Yazının tamamı için bk. Büyük İslam İlmihali, Taharet (Temizlik), Mutlak Suların Çeşitleri ve Hükümleri, Ömer Nasuhi Bilmen (rahmetullahi aleyh).