Çocukluğumuzdan beri suyu ayakta içmeme konusunda büyüklerimizden duyduğumuz tek şey ”ayakta su içme“ olur ama neden ayakta su içilmez bunun bilimsel açıklaması pek yapılmaz. Gündelik yaşamda ve özellikle yaz aylarında iş temposundan ve vücudumuzun terlemesinden dolayı sürekli olarak su içme ihtiyacı hissederiz. Hemen hemen her gün mutfakta veya sokakta bir bardak suyu veya yarım litrelik pet şişedeki suyu ayakta solumadan içeriz.
Su içmek vücudumuz için çok faydalıdır. Yorgunluğu giderir, zayıflayamaya yardımcı olur, cilde güzellik katar, baş ağrılarını giderir, hücreleri yeniler, zihin gelişimine faydalıdır, sindirim ve kabızlığa iyi gelir. Düzenli olarak su içen bir birey ile su içmeyi ihmal eden bir birey arasında çok büyük farklar vardır. Düzenli olarak su içmeyen bireylerin hücreli ölmeye mahkûmdur. Yaşam kalitesini arttıran en önemli içecek olan su metabolizmanın dostudur. Gelelim ayakta su içmenin fayda ve zararlarına. Mide otururken veya ayaktayken farklı pozisyonlarda oluyor.
Midelerimiz duruş pozisyonumuza göre farklılık gösterir. Ayakta içilen su doğrudan on iki parmak bağırsağına ulaşır. Bu nedenle içtiğimiz suyun içindeki tüm minareller, vücuda karışmadan su atılmış olur. Bu durumda da sağlık değildir. Sadece susuzluğumuzu gidermiş oluruz. Bu sebeple midede su kalmayacağı için zararlı bakteriler vücuttan atılamaz ve hastalıklara neden olur. Yapılan araştırmalar sonucu bu bilgilere ulaşılmıştır. Suyu içerken oturarak ve dik pozisyonda içilmesi önerilir. Oturarak içilen su midede bir süre kaldıktan sonra gerekli işlevlerini yerine getirecektir. Metabolizmayı da çalıştıracaktır. Mide asitleri çalışarak mikropları yok edecektir. Ayakta su içmenin zararlarından biri de kolera hastalığına sebep olmasıdır.
Her gün ideal olarak tüketilmesi istenen su miktarı iki litredir. Suyun çok fazla da tüketimi vücuda zarar verebilir. Bu yüzden doktorlar tarafından verilen tavsiyeleri iyi dinlemek gerekir.