İçeriğe geç
Ana sayfa » Kişisel Gelişim » Bilipte Yapmamak

Bilipte Yapmamak

    12. yüzyılın meşhur sûfî âlimi İmam Gazâlî rahmetullahi aleyh “Eyyühe’l-Veled: Ey Oğul” adlı meşhur eserinde şöyle der:

    Ey Oğul! Nasihat kolaydır. Zor olan onu kabullenip yapmaktır. Çünkü nasihat, nefsin haram zevklerinden tat alanlar için acıdır. Çünkü yasak edilen haram işler, onların kalplerine zevk verir hale gelmiştir. Bu durum özellikle itibar ve dünyalık elde etmek için çabalayan ilim talebelerinde sık görülür. Onlar amelsiz ilmin kurtuluşlarına yeteceğini, amele ihtiyaç duyulmayacağını zanneder. Bu filozofların düşüncesidir, yanlıştır. Hayret doğrusu! Bunlar kişinin ilmi ile amel etmediğinde kendi aleyhinde delil olacağını bilmiyorlar mı? Resûlullah Efendimiz aleyhissalâtu vesselam bu konuda şöyle buyurmuşlardır:

    “Kıyamet gününde azabı en şiddetli olan kimse, Allah Teâlâ’nın kendisini ilmiyle faydalandırmadığı (ilmiyle amel etmeyen) âlimdir.” (Beyhakî, Şuabu’l-İmân, nr. 1778; Taberânî, Mu’cemu’s-Sağîr, nr. 182-183)

    Anlatıldığına göre, Cüneyd-i Bağdâdî kuddise sırruhû vefatından sonra bazı sâlihler tarafından rüyada görüldü. Kendisine;

    – Berzah âleminden ne haberler var (durumun nasıl), diye soruldu. Cüneyd-i Bağdâdî kuddise sırruhû şu cevabı verdi:

    – O faydasız yazılar ve konuşmalar yok olup gitti, yaldızlı sözlerden bir eser kalmadı. Burada faydasını gördüğümüz şey, gece yarısı kalkıp Allah için kıldığımız birkaç rekâtlık namaz.

    Ey Oğul! Hayırlı amellerden yana iflas etmiş olma. Güzel hallerden de eli boş kalma. Şuna kesinlikle inan ki sadece ilim insanın elinden tutmaya, onu kurtarmaya yetmez.

    Şu misali düşün: Üzerinde diğer silahlarla birlikte on tane de keskin kılıç bulunan savaşçı, cesur bir adama, hiç kimsenin olmadığı bir arazide korkunç bir aslan saldırsa ne yapmalıdır? Acaba bu yiğit adam elindeki silahları hiç kullanmadan o aslanın saldırısını savabilir mi? Hiç şüphe yok, adam harekete geçip silâhlarını kullanmadan kurtulamaz.

    Aynen bunun gibi bir adam da yüz bin ilmî mesele okuyup öğrense, fakat öğrendiği ile amel etmese bildikleri ona fayda vermez.

    Bu konuda şu misali de verebiliriz: Bir kimsenin yanında, yakalandığı şiddetli bir hastalığın ilacı var. Fakat bu ilaçları kullanmıyor. Bu adamın sadece ilacı tanımak ve taşımakla hastalıktan kurtulması mümkün olabilir mi? Tabii ki hayır!

    Şayet sen yüz sene ilim okusan ve bin kitap yazsan, bilginle amel etmedikçe Allah’ın rahmetine hak kazanamazsın. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:

    “İnsan için yalnızca çalışmasının (amelinin) karşılığı vardır.” (Necm 39)

    “Her kim Rabbine kavuşmayı ümit ederse sâlih ameller işlesin.” (Kehf 110)

    “Artık işlediklerinin (günahlarının) bir karşılığı olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!” (Tevbe 82)

    “İman edip sâlih amel işleyenlere gelince: İşte onlar için bir ağırlanma yeri olarak Firdevs cennetlerinin konakları vardır. Orada ebedî kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler.” (Kehf 107-108)

    “Tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar ise başkadır.” (Furkân 70)