İçeriğe geç

Erzurum’a Yolculuk ve Abdurrahman Gazi Hazretlerini Ziyaret

    Gül Kokan Ocaklar kitabımı bitirdikten sonra çalışmanın sonuna tekke görselleri hazırlıyordum. Geçmişte Erzurum’da Abdurrahman Gazi radıyallahu anh türbesinin bulunduğu yerde bir zaviye varmış. Bu sebeple Abdurrahman Gazi zaviyesinin görselini de hazırlayıp kitaba koydum. İçimde bu mübarek zatı, cami ve zaviyenin bulunduğu alanı ziyaret etme arzusu oluştu. Nihayet kısa zaman sonra bir vesileyle yolum Erzurum’a düştü. Türbeye varıp Kur’an okumak ve bu bereketli mekânın havasını içime solumak için sabırsızlanıyordum.

    Uçakla havalimanına indik. Fuar zamanı olduğundan, önce fuara gittik. Genç okurlara kitap imzaladık. Daha sonra tarihi Ulu Cami’de iki rekât tahiyyatü’l-mescit namazı kıldık. Kim bilir asırlar boyunca kaç kişi bu camide namaz kılmıştı. Onların arasına karışmış olduk. Sonraki istikametimiz Çifte Minareli Medrese idi. Hâlâ çok güzel ve özeldi. Maalesef medrese olarak faaliyet göstermiyordu. Müze gibi gezebiliyorsunuz. Ne diyelim, Allah Teâlâ bu mekânı eski neşesine kavuştursun. Kocaman avlusunda talebeler ezber yapsın. Odalarından müderris efendiler çıksın. Amin.

    Erzurum soğuğunda abdest

    Bu ziyaretleri yaparken hâlâ Abdurrahman Gazi hazretlerini ziyaret etme niyetimi koruyordum. Ancak bahsettiğim yerler şehrin tam ortasındaydı. Türbe ise biraz şehir dışındaydı. Akşam kapalı olur diye diğer gün gitmeye karar verdik. Ekibimizle birlikte serin bir Erzurum akşamının ardından, sabah erkenden türbeye vardık. Büyükleri mümkünse gusül abdest, değilse namaz abdestiyle ziyaret etmek güzeldir. Bu sebeple hemen abdesthaneye yöneldim. Aman Allahım! Ne abdestti öyle. Neredeyse suya dokunamıyordum. Abdest aldığım azaları da bir süre hissetmiyordum. O soğuk suyla abdest almaya alışmış dadaşlara selam ve muhabbetler olsun.

    Soğuk suyla kendimize geldikten sonra Abdurrahman Gazi hazretlerinin huzuruna çıktık. Müsait yere oturup bir süre Kur’an okuduk. Sahabi efendimize ve bütün Erzurum evliyasına hediye eyledik. Allah Teâlâ kabul buyursun.

    Abdurrahman Gazi hazretleri

    Hz. Ömer radıyallahu anh hilafeti zamanında Irak, İran, Mısır bir bir İslâm toprağı oldu. Hz. Osman radıyallahu anh da kendi hilafeti zamanında Hz. Ömer’in bıraktığı yerden İslâm sancağını taşımaya devam etti. Onun zamanında İslâm orduları Doğu Anadolu bölgesine girdi. Bizansla kıyasıya çarpıştı. Bazı şehirler fethedildi. Bunlar içinde Erzurum da vardır. 6.000-8.000 civarında olduğu rivayet edilen İslâm ordusu içinde Peygamber Efendimiz’i dünya gözüyle görmüş sahabiler yer almıştır. Habib b. Mesleme isimli sahabi de bu ordunun komutanlığını yapmıştır.

    653 yılında müslümanların eline geçen Erzurum 13 yıl sonra yeniden Bizans’ın eline geçer. Hem cenklerde hem de bu süre içinde Erzurum’da bazı sahabiler vefat etmiştir. Abdurrahman Gazi hazretleri de Erzurum’un fethine katılan sahabilerdendir. Tam kimliği bilinememektedir. Nitekim şehir müslümanların elinde kısa bir süre kaldıktan hemen sonra geri Bizans’ın eline geçmiştir. 1071’e kadar da zaman zaman el değiştirmiştir. Bu şartlar içinde Hazret’e dair bilgiler varsa da korunamamıştır.

    Erzurumlu âlimlerden Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi şöyle der: “Erzurum şehri, pek şanlı, şerefli bir beldedir. Bu güzide şehrin doğu tarafında Şığveler dağının eteğinde sahabe-i kiramdan ‘Abdurrahman Gazi’ hazretleri medfundur. Bu zatın ashab-ı güzinden olduğunda şüphe yoktur. Yalnız neseb-i âlisinde ihtilaf vardır. Bazı rivayetlere göre Hz. Ebû Bekir radıyallahu anhın, diğer bazı rivayetlere göre de Rebî radıyallahu anhın oğludur.”

    İslâm’a çok düşkün olan yöre halkı nezdinde Abdurrahman Gazi’nin değeri çok büyüktür. Kabri başına türbe, yanına zaviye yapılmıştır. Müslümanlar asırlarca buradan istifade etmiştir. Bugün de cami ve türbe açıktır. Allah Teâlâ makamını ali eylesin. Ruhu için el-Fâtiha.