Temizlik yönünden sular, iki kısımdır:
1) Mutlak Sular: Rengi, tadı ve kokusu olmayan, kendisine başka bir sıvı karışmayan temiz sulara “Mutlak Sular” adı verilir. Yağmur, kar, dolu, deniz, göl, ırmak, dere, pınar ve kuyu suları gibi.
2) Mukayyed Sular: Başka şeylerin karışımı ile asıl hüviyeti ve hatta ismi değişen meyve suyu, çiçek suyu, gül suyu gibi katkılı sıvılara da “Mukayyed Sular” denir.
Adından da anlaşılacağı üzere mukayyed sular, başka kelime ile anılır. Üzüm suyu, meyve suyu gibi…
Abdest ve güsül, yalnız temiz olan mutlak sularla yapılır. Mukayyed sular, her ne kadar içilse ve temiz olsa bile, abdest ve gusülde kullanılmazlar.
Mesela bir meyve suyu ile abdest alınamaz, gusül yapılamaz. Bu sular, ancak mecbur kalındığı taktirde, sadece necaseti temizlemek için kullanılabilir.
Suların, konumuzu ilgilendiren kısmı, Mutlak Sular’dır. Zira maddi ve manevi her türlü temizlikte, hadesten taharette ve necasetten taharette mutlak sular kullanılır. Bunun için bu tür suları kısaca inceleyelim:
Mutlak Sular beş kısımdır:
1) Temiz ve temizleyici olan, kullanılması da mekruh olmayan sular: Suyun asıl özellikleri olan renk, koku ve tat özellikleri bozulmamış olan, daha önce de herhangi bir temizlikte kullanılmış olmayan sulardır.
Bu tür sular, abdestte, güsülde, içmekte ve her çeşit temizlikte kullanılabilir. Çünkü bu sular, hem temizdir, hem temizleyicidir, hem de ilk saflığını korumaktadır.
2) Temiz ve temizleyici olduğu halde, kullanılması mekruh olan sular: Evde yaşayan kedi gibi evcil bir hayvanın artığı olan sular.
Bu tür sular, hem temizdir, hem de temizleyicidir fakat başka suyun bulunması halinde, abdestte ve gusülde bu tür suları kullanmak mekruhtur.
Bazı yörelerde evlerden temizlenmesi mümkün olmayan farelerin artıkları da aynı hükümdedir.
3) Temiz olduğu halde temizleyici olmayan sular: Abdestte veya gusülde kullanıp biriken sulardır. Bunlara “Müst’amel” yani kullanılmış sular de denir.
Bu tür sular, her ne kadar abdestte veya gusülde kullanılmış ise de, aslında içine başka bir necaset karışmadıkça temizdir fakat hadesten taharette ikinci defa kullanılmaz. Manevi temizliği temin edemez.
Yani aynı su ile, tekrar abdest alınamaz, gusül yapılamaz. Ancak, temiz olduğu için onunla herhangi bir necaseti temizlemek mümkündür.
4) Temiz olmayan sular: İçine necaset düştüğü halde kesinlikle veya kuvvetli bir zan ile bilinen, az miktardaki durgun sudur. Bu tür sular, hiç bir temizlikte kullanılmaz.
İçine düşen bir necasetten dolayı suyun asıl özellikleri olan renk, tat ve kokudan biri bozulmuş olan Büyük Havuz ile akar sular da aynı hükümdedir.
Suyun azlığı veya çokluğu burada yüz ölçümü ve derinliği ile bilinir. Yüzölçümü 25 metrekare olan ve avuçla su alınırken el dibine dokunmuyorsa çok, 25 metrekareden az veya avuçlarken el dibine dokunuyorsa azdır.
5) Şüpheli Sular: Temiz olup olmadıkları kesin olarak bilinmeyen sulardır. Eşek ve katır artığı olan sular gibi. Bunların necaseti kesin değildir.
Bunun için abdest ve gusülde bu tür suyu kullanmanın hükmü şüphelidir, doğru değildir fakat necaseti temizlemede bu suyu kullanmade bir sakınca yoktur.1
İçindekiler:
Suların Kısımları (Büyük İslam İlmihali)
Sular şer’an iki kısımdır. Biri, mutlak sulardır ki su denilince bu tür sular anlaşılır. Bunlar yaratılışındaki vasıf üzerinde duran sulardır. Yağmur suyu, deniz suyu, kuyu suyu, göl suyu, ırmak ve pınar suları gibi… Bunların her birine “mutlak su” denir.
Diğer kısım sulara mukayyed sular denir. Yabance bir maddenin mutlak suya karışması ile asıl özelliklerinden çıkan ve kendine özel bir isim alan sulardır. Gül suyu, çiçek suyu, üzüm, asma, et suları gibi. Bunların her birine “mukayyed sular” denir.
Mukayyed sular, asli ve gayri asli diye iki kısma ayrılırlar. Aslen mukayyed olanlar: Kavun, karpuz, asma, gül suları ve benzerleridir. Gayri asli olan mukayyed sular, aslında mutlak sulardır. Bir su içine yapraklarının düşmesi, o yaprakların çürüyerek suyun incelik ve akıcılığını, renk ve kokusunu değiştirmesiyle bozulan sulardır.
İçinde nohut ve mercimek gibi temiz bir şeyin pişmesiyle incelik ve akıcılığını kaybeden bir su da mukayyet su sayılır. Yine üç vasıftan (renk, tat ve koku) birine veya ikisini değiştirecek şekilde mutlak suya mukayyet suyun karışması ile su mukayyet olur.
Şöyle ki: Bir mutlak suya, süt gibi renk ve taddan ibaret iki vasfı olan bir içecek madde yahut karpuz suyu gibi yalnız tatdan ibaret bir vasfı bir sıvı karışıp dak kendisinde bu vasıflardan yalnız biri meydana çıksa veya sirke gibi üç vasıflı (tat, renk, koku) bir sıvı karışıp da bu vasıflardan ikisi mutlak suda belirse, artık o su mukayyet olur.
Mutlak olan su yosun tutarak veya bekleyerek renk ve kokusu değişirse yahut içine tadını değiştirmeyecek miktarda sabun, zaferan, toprak ve yaprak gibi temiz ve katı şeyler düşerse veya içinde mısır ve nohut gibi şeyler ıslatılmış olursa mutlak sa olmaktan çıkmaz.
Bu durumda incelik ve akıcılığını değiştirmeyecek şartı ile üç vasfı bozulmuş olsa bile, mutlak su hükmünden çıkar. Ancak suyun tabiatı olan incelik ve akıcılık halınin değişmesiyle mukayyet olur.
Şafiilere Göre Suların Çeşitleri ve Hükmü
Abdest, gusül ve necaseti giderme sadece mutlak suyla geçerli olur. Mutlak su, (yaratılış bakımından) hangi sıfatta olursa olsun, gökyüzünden inen veya yeryüzünden çıkan sudur.
Müsta‘mel su ile temizlik sahih değildir. Müsta‘mel su, (abdest esnasında) yüzü yıkamanın ilk yıkayışı gibi gerekli olan şeylerde kullanılmış az olan sudur.
Aynı şekilde, za‘ferân ve sirke gibi şeylerin karışmasıyla, artık kendisine su denilmeyecek derecede çok değişen suyla da temizlik sahih değildir.
Aynı şekilde necis su ile de temizlik sahih değildir. Necis su, kulleteynden az olup içine necaset karışmış olan veya kulleteyn miktarı olup da içerisine necaset karışması suretiyle (rengi, kokusu veya tadı) değişmiş olan sudur. Kulleteynin miktarı ise Mısır ölçüsü ile 446 rıtl ve bir rıtlın yedide üçüdür.2
Kaynakça
- Temel İlmihal Bilgileri – Şemseddin Bektaşoğlu
- Saadetül Mübtedin