Terör, vesayet savaşları döneminde Batı’nın kullandığı en önemli enstrümanlardan biri. PKK ve muadillerinin bir zamanlar Irak’ın, şimdilerde de Suriye’nin kuzeyinde nasıl desteklendiği malum. Bunlar da yetmiyormuş gibi nerede ortaya çıkartıldığı belli olmayan DAEŞ, oldukça “kullanışlı” bir şekilde bölgedeki eylemlerini sürdürdü. Legal ya da illegal hiçbir organizasyon para desteği olmaksızın uzun süre varlığını sürdüremez. Dolayısıyla nasıl ortaya çıktığı bile karanlık olan DAEŞ gibi bir örgütün, arkasında destek olmadan bu kadar insanı bir araya getirmesi ve terör eylemleri yapması imkânsız. Bu örgütün Batı tarafından fonlandığı aşikârdı. Fakat resmî belgelerle ispatlanamıyordu.
Geçtiğimiz yıllarda ortaya atılan bir iddiaya göre Fransız Devleti’nin desteklediği çimento şirketi Lafarge, DAEŞ’e maddi destek sağlıyordu. Şirket önce bunu kabul etmedi. Ancak, Anadolu Ajansı şirketin yardımlarını ispatlayan belgeleri yayınlayınca denilecek bir şey kalmadı. ABD’nin Brooklyn eyaletindeki federal mahkeme konunun üzerine gitti. Lafarge ise şu açıklamayı yaptı: “Lafarge ve alt şirketi Lafarge Suriye, yöneticilerin bireysel olarak yer aldığı eylemlerden dolayı sorumluluğu kabul etmiştir. Bu eylemler, Lafarge tarafından ceza yasasının alçak bir şekilde ihlal edilmesidir. Bu olayın vuku bulmuş olmasından dolayı çok üzgünüz. ABD Adalet Bakanlığı ile konunun çözümüne ilişkin yakından çalıştık.” Şirket ayrıca yaklaşık 780 milyon dolar ceza ödemeye razı oldu.
Adında “İslâm” olan ama Müslümanları kesen, Müslümanları cani gibi gösteren ve Batı’nın maşası olarak iş gören hem de İslamofobiyi körükleyen DAEŞ’e yardım etmenin cezası bu kadarmış! Müslüman bir ülke olsaydı ispata bile yer bırakmaksızın direkt olarak işgal edilirdi. Şunu da sormak lazım: Lafarge’a bu kadar ceza veren ABD acaba DAEŞ’e ne kadar yardım etti?