Hadisleri inkar etmek dinden çıkarır mı? Hadis usulü ilminde belirtilen şartları taşıyan gerek sözlü gerek fiili sünnetlerin hüccet ve delil olduğunu inkar eden kişi küfre düşer ve İslam dairesinden çıkar, diyebiliriz.
Böyle kimseler yahudiler, hristiyanlar veya kafir fırkalardan Allah’ın dilediği kimselerle birlikte haşredilir.
“Bir gün İmam Şafii (rahmetullahi aleyh) bir hadisi şerif rivayet eder ve hadisin sahih olduğunu söyler. Yanında bulunanlardan biri ona, “Ey Ebû Abdullah! Sen bu hadisete belirtilen görüşe katılıyor musun” diye sorar.
Bu soru karşısında canı sıkılan İmam Şafiî, “Behey adam! Sen benim hristiyan olduğumu mu zannediyorsun? Sen beni hiç kliseden çıkarken gördün mü? Yahut belimde hristiyanlara ait kuşağın bağlı olduğuna şahit oldun mu?
Ben, hem Resulullah’a ﷺ ait olduğu bilinen bir hadisi şerif rivayet edeceğim hemde onunla aynı görüşte olmayacağım ha, öylemi, diyerek soruyu soran kişiye kızar”. (Ebu Nuaym, Hilyetül Evliya, 9-106)
Zındıkların ve Dinden Sapmış Rafizilerin Görüşleri
Bu bozuk görüşün temeli şudur: Din düşmanı zındıklar ile dinden sapmış olan Râfiziler, sünnetin delil olduğunu inkar etmişler ve dindeki delilin sadece Kur’anı Kerim’den ibaret olduğunu ileri sürmüşlerdir. Onların bu görüşü sürmekteki maksatları birbirinden farklıdır.
Bunların bir bölümü şu inancı taşır: Aslında peygamberlik Hz. Ali’nin hakkıydı. Fakat Cebrail (aleyhisselam) yanlışlıkla peygamberliği Efendimize ﷺ getirmiştir.
Allah Teala, o zalimlerin söylediği çirkin sözlerden çok yüce ve uzaktır. Bazıları ise şu görüşe sahiptir: Bunlar Peygamber Efendimizin ﷺ peygamberliğini kabul ederler. Fakat Hz. Peygamberden ﷺ sonra halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğunu söylerler.
Aklı karışık bu kimselere göre, sahabe i kiram halifeliğe asıl hak sahibi Hz. Ali dururken onu bırakıp yerine Hz. Ebubekir’i seçmekle zulmetmişler ve küfre düşmüşlerdir.
Allah onları rahmetinden mahrum bıraksın! Yine bu mel’un kimseler, hakkını aramadığı için Hz. Ali’nin de küfre düştüğünü söylerler.
İşte bu sapık kesim, ileri sürdükleri bu asılsız görüşe dayanarak bütün hadisleri reddettiler. Çünkü onların ileri sürdüğü görüşe göre, bu hadislerin tamamı küfre girmiş bir topluluğun naklettiği sözler olmaktaydı. Böylesine sapık bir görüşten Allah’a sığınırız. İnna lillahi inna ileyhi râciûn!
Doğrusu bu görüşün hikaye şeklinde bide dile getirilmesinin helal olmadığı kanaatindeyim. Ancak, uzun süren asırlardan beri insanlarınn selamette olduğu bu sapık görüşün bozukluğunu ortaya koyma zorunluluğu ortaya çıktığı için bunu açıklamak durumunda kaldım.
Doğrusu, bu sapık görüş sahipleri, dört büyük imam devrinde ve onlardan sonraki zamanlarda çok sayıda bulunmaktaydı. Bu yüzden, dört büyük imam ve onların yolunu izleyenler, derslerinde, tartışmalarında ve yazdıkları eserlerinde bu görüşleri reddetmeye genişçe yer veriyordu. Allah’ın izniyle ben de onların görüşlerinden bir demet sunmaya çalışacağım. Başarıya ulaştıracak olan Allah Teâlâ’dır.