Bir filozof; “Şehvet düşkünleri bir süre sonra zevk alamaz hale gelirler; bununla birlikte ondan bir türlü vazgeçemezler… Çünkü giderek bu hal onlarda sıradan bir alışkanlık durumuna gelir.” der. Hazzı bile haz olmaktan çıkarıp basit bir tekrar seviyesine indiren alışkanlık, insanın en büyük düşmanlarından biridir. Öyle ki kişi, haz almak için işlediği günahların, kötülüklerin bir süre sonra bağımlısı olur ve haliyle haz oranı düşer. Fakat bağımlılık, haz oranı düşmesine rağmen devam ettiği için insan yine kendini o günahın koynunda bulur. Bu duruma gelmiş birinin hareketlerine aklı değil alışkanlıkları yön verir. Ve alışkanlıklara karşı çıkmak ise hiç kolay değildir. Yüksek bir irade terbiyesi ister. Şehvet ve haz düşkünleri aynı günahlarına devam ederken yeni hazlar aramanın derdine düşer. Böylece günahlar katlanarak büyür. Aslında büyüyen yeni hazlara alışmak kısacası bağımlı olunan şeylerin sayısını arttırmaktır. Burada artık bir döngü başlamıştır, insan her geçen gün kendini kontrolden uzaklaşmaktadır. Çünkü alışkanlıklar düşünülmeden ve asla sorgulanmadan yerine getirilir.