Kategoriler
Kişisel Gelişim

Yalan Nedir? Yalan Söylemek Ne Anlama Gelir?

Yalan söylemek, kişinin isteyerek bir başkasını kandırmasıdır. Bu, gerçeği gizlemek yahut değiştirmek yahut da çarpıtmak yoluyla gerçekleşir. Böylece gerçeğe uymayan bir bilgi ile muhatap ya da muhataplar kandırılmış olur. Bunun ilk sonucu kandırılanın doğru karar verme yetisinin elinden alınmasıdır. Çünkü doğru sandığı ama hakikatte yanlış bilgiyle hareket etmek zorunda kalmıştır. O halde yalan söylemek, bir başkasını kandırma niyetiyle söylenen her türlü gerçeğe aykırı sözlerdir. Burada en az bir yalancı ve kurban vardır. Yalancı, karşısındaki kişinin güvenine ihanet eden kişi iken kurban kandırılan kişidir. Yalancının amacı ise bir menfaat elde etme ya da bir zarardan kurtulmak olabileceği gibi sözlerinin etki gücünün artmasını istemesi bile olabilir. Her hâlükârda yalan söyleyen kişi Allah’a karşı tevekkülden uzak ve menfaat, zarar veren şeyin kendi sözleri olduğunu düşünen biridir. Zaten böyle düşünmese yalan söyleyemez. O halde tevekkül ve yalan arasında ters bir ilişki vardır. Allah’a tevekkül eden yalan söyleyemez, yalana güvenen ise Allah’a tevekkül edemez.

Yalan Hakkında Bilgiler

Müslüman olmak şereflerin en büyüğüdür. Ondan daha büyük bir itibar, iftihar vesilesi yoktur. Kişi hangi özelliği taşırsa taşısın onların en büyüğü müslüman olma kimliğidir. Bu en büyük sıfatı taşıyan insanda ise kesinlikle olması ve olmaması gereken, müslümanlığa yakışan ve yakışmayan huylar vardır. Müslümanda doğruluk, dürüstlük, sözünde durmak gibi güzel hasletler olmalı, yalancılık, ikiyüzlülük, aldatma gibi huylar ise asla olmamalıdır.

Bir bekçi veya güvenlik görevlisinde en başta aranan özellik nedir? Güvenilir, emin biri olmaktır. Her hata ondan bir noktaya kadar kabul edilebilir ancak emniyetin kendisine teslim edildiği bu kişinin güvenilir olmaması asla kabul edilemez. Müslüman bundan da ötedir. Müslüman deyince akla güvenilir, emin kişi gelmelidir. Efendimiz aleyhisselam müslümanı şöyle tarif eder: “Müslüman diğer müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu/güvenilir olduğu kimsedir” Yalan söylemek ise bu güvenilirliği tamamen ortadan kaldıran bir günahtır.

Yalan çirkindir

Yalan söylemek pek çok çirkin sıfatı da beraberinde getirir. O sadece doğru söylememekle kalmaz, güvenilirliğini yitirmiş, emin olmayan, doğruluktan uzak, samimiyetini kaybetmiş, karakteri bozulmuş, sözünü bilmeyen, Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan gibi çok çirkin sıfatlara da bürünmüş demektir.

Yalanın menfaati kısa, pişmanlığı ebedidir

Yalan söyleyerek belki kısa süreliğine bir menfaat elde etmiş, kendince bir sıkıntıdan paçayı kurtarmış olsa da bu fayda çok kısa sürecek, bir zaman sonra yalanı ortaya çıkacak, hem insanlar arasında utanacak hem de huzur-u ilahide ebedi mahcubiyet yaşayacaktır.

Toplum içinde yaşanan olaylar göstermektedir ki her yalan er ya da geç mutlaka ortaya çıkmakta, bu çirkin fiil ise ifşa olmakta, sahibi utanç duymakta, pişman olmakta ve yüzü kızarmaktadır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözü ne büyük bir hakikattir.

Yalan imana zıttır

Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz.”

İman eden kişi Allah’a ve O’nun gönderdiklerine inanan kişidir. O, hesabı, sıratı, mizanı, yaptıklarının yazıldığını, kendisi ile sürekli beraber olan Rabbi bulunduğunu da bilir. Bu inancı yalancılığı kabul etmez. Bir âyette mealen şöyle buyurulur: “İnsan hiçbir söz söylemez ki gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf, 18)

Hadi yalanla karşısındakini kandırdı diyelim. Ya melekler. Onları da kandıracak mı? Allah kulunu görmemekte midir? Bu sebeple müslüman iman değerleri gereği yalan söyleyemez.

Yalan ile ibadet bir arada bulunmaz

Yalan, yapılan ibadetleri, iyilikleri, güzel amelleri ibadet olmaktan çıkarır, iptal eder, boşa gitmesine sebep olur. Resulullah Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle ikazda bulunmuştur: “Her kim yalanı ve yalana göre amel etmeyi terk etmezse (bilsin ki) onun yemesini ve içmesini terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.”

Görüldüğü üzere en kıymetli ibadetlerden sayılan oruç bile olsa yalana dolana devam eden kişi bu ibadetinin bir faydasını bulamayacaktır.

Şeytanı düşüren günah

İlk olarak yalan söyleyen şeytandır. Cenâb-ı Allah’ın hükmünü, emrini yalanlamış, Hz. Adem’e secde edilmesi emrine karşı gelmiş, “Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” demiştir.

İnançsızlık, küfür üzere olmak, iman ve İslâm’a aykırı her inanç neticesinde kişi Allah’ı ve Resulü’nü yalanlamaktadır.

Yalanın yok ettikleri

Yalan neleri götürür, yok eder sorusunun cevabı onun ne büyük bir hata ve günah olduğunu göstermektedir.

Yalan dostlukları bitirir. Yıllardır devam eden samimiyetler kendisine yalan söylendiği fark edildiği an sonlanır.

Yuvalar dağılır, aileler yok olur. Eşler arasında muhabbet, samimiyet kalmaz, birbirine en çok güvenmesi gereken kişiler birbirine güvenmez olur.

İmanın gitmesine, amelin heba olmasına sebep olur.

Allah katında yalancılardan yazılır.

Allah Teâlâ ondan razı olmaz, insanlar tarafından da sevilmez.

Eğer anne baba ise çocukları kendisine itimat etmez, güvenmez. Annelik babalık gibi saygın iki temel mefhum asaletini yitirir. Yalan söyleyen kişilerin çocukları da yalanı kolayca söyler.

Dünyada huzursuz olacağı gibi ahirette de azabı hak eder.

Yalana kılıf bulmamak

Sonuç ne olursa olsun asla yalan söylememelidir, “Ama yalan söylemeden olmuyor” dememeli, yalana asla mazeret ve kılıf bulmamalıdır.

Allah’ın yasakladığı bir kötülüğe bahane bulunmaz, bahaneler ortadan kaldırılır. Kişi yalan söylediğinde büyük bir kâr elde edecek, doğru söylediğinde ise o kârdan mahrum olacak olsa dahi yine de doğruluğu tercih etmeli, geçici menfaati elinin tersiyle itmelidir.

Yalan söyleyen hem bu dünyada rezil olur hem de ahiretteki günahını yüklenir. Doğruluktan ayrılmayan ise asla pişman olmaz, dünyada yüzü kızarmaz, ahirette de perişan olmaz.

Yalandan ve yalan söylemeyi adet edinenlerden uzak durmak gerekir. Çevremizde yalan söyleyenleri ikaz etmelidir. Yalan söylemeyi alışkanlık hâline getirenler ile irtibatı kesmek lazımdır.