Atlar insan oğlunun yaratılışından yani Hz. Adem’den bu zamana kadar gelen zaman diliminde her dönemde değerli bir canlı olarak anılmıştır. Çünkü atlar sayesinde nice mübarek fetihler gerçekleşmiş ve nice topraklar atların üzerindeki asker tarafından fethedilmiştir.
Özellikle Peygamber Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem zamanın atlara çok değer verilirdi. O zamanda atların yetiştirilmesine ve eğitilmesine büyük önem verilirdi. Nitekim efendimiz sallallahu aleyhi sellem de at ile yapılan savaşlara katılmış ve cihat etmiştir.
Atların bu kadar önem verilmesinin nedeni özellikle savaş aleti veya savaş bineği olarak kullanılmasından dolayıdır. Savaşlar ve çatışmalarda atlar her zaman önemli bir rol sağladığından at kesilmesi çok nadir gerçekleşirdi.
Ancak atta bir zayıflık meydana gelirse veya yiyeceklerin azalması sonucu atlardan bir kaç tane kesilse her hangi bir zayiat olmayacaksa kesilir ve yenirdi.
İşte atalarımızın ve büyüklerimizin ata bu kadar önem ve değer vermesi atların acaba kesilip etinin yenilip yenilmesinin caiz olup olmadığı sorularını akla getirmektedir. Çünkü bir Müslüman günlük hayatta her hangi bir fiil işleyeceği zaman bu fiilinin ilmini öğrenmeli ve öğrendiği İslami hal üzere bu fiiliyatı gerçekleştirmiştir.
İstisnasız bütün fiillerde bu böyledir. Yani kişinin sabah kalktığı zaman akşama kadar yaptığı her şeyin şüphesiz İslam’da bir yeri ve bir hükmü vardır. Bu sebeple kişi hayatını her zaman İslam’a göre nasıl yaşayacağını öğrenmeli ve bu minvalde hareket etmelidir.
Eski zaman alimleri kişinin günlük hayatta sıkça karşılaştığı fiillerin hükmünü ve yapılış şekillerine anlatan fıkıh kitaplarını genel bir tabirle ilmihal olarak nitelendirmişleridir. İlmihal adından da anlaşılacağı üzere o an bulunduğun halin ilmini öğrenmektir.
Yani sabah kişinin uyanacağı zaman nasıl uyanması gerektiği, ellerini nasıl yıkar, taharetini nasıl gerçekleştirir, namazlarını nasıl kılar, zekatını nasıl verir, alışverişini nasıl yapar, biriyle arasında bir sorun yaşadığında bu davayı nasıl çözer vb. günlük hayatımızda geçirdiğimiz her vaktin İslam’a göre nasıl geçirildiği hükümler ile fıkıh kitaplarında yer almaktadır.
Bu sebeple her bir durumumuzu ve işimizi İslam’a uygun olarak yapmamız ve bu doğrultuda sürekli alimlere karşılaştığımız durumların İslam’a göre hükmünü öğrenip onu göre hareket etmemiz gereklidir.
Bunlarında dışında “çoğunluğun yaptığı doğrudur” şeklinde saçma mantıkla yola çıkarak hayatımızı monoton bir şekilde böylece sürdürmemeliyiz.
At eti yenilip yenilmemesini de merak ediyorsak yine alimlere ve İslami kaynak kitaplara başvurmamız gereklidir. İslami kaynaklar at eti yemenin helal olduğunu söylemektedir. Fakat savaş aletlerinin azalmaması için veya savaşta kullanılan değerli bir canlı olduğu için kimi alim tenzihen kimi alim ise tahrimen mekruh olarak hüküm vermiştir.
Hanefi ve şafiî mezhebine göre de at etinin mekruh olduğuna dair görüşler vardır. Bu sebeple mecbur kalınmadığı sürece kişi hanefi veya şafiî olsun fark etmeksizin at eti yememesi daha uygundur.