İçeriğe geç

Çömleğin Karası

    13. yüzyılın meşhur sûfî âlimlerinden İbn Atâullah el-İskenderî kuddise sırruhû “Tâcü’l-Arûs: Hikmet Tâcı” adlı eserinde şöyle der:

    Gerçek manada musibete uğramış kişi, günahların ve nefsin tutkularının kendisini yıprattığı kişidir. Günahlar ve nefsin istekleri o kimseyi adeta delinmiş su kabına çevirmiştir. Bu öyle bir musibettir ki, o kimsenin bütün isteği yeme içme, tuvalete gitme ve hanımının gönlünü razı etmekten ibarettir. Keşke hiç değilse bunları helâl yoldan yapmış olsa…

    Makamların ilki tevbedir. Tevbe olmadan diğer ameller kabul edilmez. Günah işleyen bir kulun durumu, ateşe konulmuş yeni bir çömleğe benzer. Çömleğin altında ateş yakıldığı zaman çömlek kararır. Eğer işin bittikten sonra vakit kaybetmeden ateşten alıp yıkarsan bu karalıktan bir iz kalmaz. Fakat onu ateşin üzerinden almadan içinde defalarca yemek pişirirsen o karalık çömlekte yer tutar, ne kadar yıkarsan yıka, hiçbir faydası olmaz.

    Aynı şekilde günahın hemen ardından yapılan tevbe de kalbin karalığını yıkayıp temizler. Böylece ameller de temizlenir ve onlardan kabul kokusu yayılır. Öyleyse her zaman Cenâb-ı Hak’tan tevbeni kabul etmesini dile. Eğer O tevbeni kabul ederse huzurlu olursun. Çünkü bu Allah’ın bir hediyesidir ve dilediği kullarına bunu ihsan eder.

    Çok defa görüldüğü olmuştur: Topukları yarılmış bir köle tevbe etmeye muvaffak olur ama efendisi olamaz. Kadın muvaffak olur ama kocası olamaz. Genç bir kimse muvaffak olur ama yaşlı muvaffak olamaz.

    Şayet sen tevbeye muvaffak olduysan bu, Allah Teâlâ’nın seni sevdiğinin delilidir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

    “Şüphesiz Allah tevbe edenleri de temizlenenleri de sever.” (Bakara 222)

    Bir şeyi ancak onun kıymetini bilen kimse kıskanır. Hayvanın önüne mücevher bile konulsa arpa ona daha sevimli gelir. Şimdi şu iki gruptan hangisine ait olduğuna bak: Tevbe edip sevilen kimselerden misin, yoksa etmeyip zalimlerden olanlardan mı? Allah Teâlâ ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.” (Hucurât 11)

    Tevbe eden kimse kazançlı çıkar, etmeyen ise hüsrana uğrar. Allah’ın rahmetinden ümidini kesmiş bir şekilde, “Kaç defa tevbe ettim, her defasında da bozdum” deme! Hasta olan kimse, ruhu bedeninde olduğu müddetçe yaşamayı ümit eder.

    Kul tevbe ettiğinde onun cennetteki evi, yer, gök ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bundan dolayı sevinir. Hak Teâlâ senin seven olarak kalmana razı olmaz, sevilen olmanı da ister. Sevilen nerede, seven nerede?