İçeriğe geç

İmanın Kabul Geçerli ve Sahih Olmasının Şartları Nelerdir?

    imanın geçerli olmasının şartları

    İmanın kabul olmasının şartları altıdır. Birinci şart sürekliliktir. Müslüman olup iman ile şereflenen herkes ömrü boyunca bu imanı kendisinde bulundurması gereklidir. Kişi hayatı boyunca iman ile yaşamayı ve iman ile ölmeyi hedeflemeli ve sürekli Allah’ın onu gördüğünü bilmelidir. Ahirette Allah’ın huzuruna iman ile çıkmak her müminin en birinci görevidir.

    İman edipte bunun sürekli olmaya niyet etmeyen ve kalbinde küfre geri dönme düşüncesi olan kişinin imanı sahih olmaz. Süreklilik yani imanda sebat imanın sahih olmasının şartları içerisinden en önemlisidir.

    Şöyle ki İslam Dininde kesinti diye bir şey yoktur. Kişi tatil yapma gibi ara ara küfre girip tekrar Müslüman olması diye bir şey söz konusu değildir. İslam dini sürekliliği esas alır ve kesintiyi yasaklar.

    Eğer kişi imandan çıkarsa küfre girmiş olur ve tekrar şehadet getirip İslam’a girmesi ve Allah’a kalpten tövbe etmesi gerekir. Müslüman her zaman tövbe ehli olmalı ve sürekli imanını taze tutmalıdır.

    Nitekim kıyamet alametlerinden biri de “kişinin sabah evden imanlı çıkıp, gün içerisinde yaptığı hatalar ile bilmeden akşam imansız olarak eve dönmesidir. Bir diğer imanın kabul olmasının şartları ise, kişinin imanından şüphe etmemesidir. Kalbinde şüphe olanın imanı sahih olmaz. Farz olan imani hususlara kişinin kesin bir şekilde inanması gereklidir.

    İnanmak, varlığını bilmek ve hakikati araştırmak birbirinden farklı hususlardır. İmanın şartlarına kesin bir şekilde inanan ve hepsinin var olduğuna kalben tasdik eden kişinin imanı sahihtir fakat kâmil değildir. Kâmil olması için daha incesine girmeli ve hakikatleri öğrenmelidir.

    İmanın geçerli olması için gerekli şartları anlatmaya devam edersek: Üçüncü şart: imanın ehli sünnet inancına uygun olması gerekir. Eğer ehli sünnete uymayan bir iman ile kişi imanın şartlarının var olduğuna inansa imanı sahih olmaz.

    İmanın sahih ve geçerli olması için Kuran ve sünnete uygun olmalı ve bu iki kaynakta bildirilenlerin hepsine eksiksiz olarak uyulmalıdır. Kuranın her ayetini inanıp sadece bir ayetini inkâr eden kişi imandan çıkar ve küfre girer. Bu sebeple imanın ehli sünnetin imanına göre olmalıdır.

    Şöyle ki, kişi Kuran ve sünnete ters bir şekilde iman eder ve ibadetler yaparsa, bu kişinin imanı da yaptığı amelleri de boştur ve Allah katında geçersizdir.

    Müslüman kişi Kuran ve sünnete tam anlamıyla uymalı, kendi kafasına göre yorumlamayıp ehli sünnetin inancında belirtildiği üzere iman etmelidir. Aksi kabul değil, küfürdür.

    İmanın geçerli olmasının şartları hususunda 4. şart imanı korku ve ümit arasında olmasıdır. Bunun anlamı Allah’ın rahmetini, cennetini, şefkat ve merhametini ümit etmektir. O’nun azabını, gazabını ve cehennemini düşünüp korku içinde olmasıdır.

    Bu hususta ortaya iki yanlış söz ortaya çıkıyor. Birinci, ben amellerim ile kesin cenneti kazanırım ve Allah beni affeder demek. İkincisi de ben bu günahlarım ile hiçbir zaman cennete giremem Allah’ta beni affetmez demek.

    Her iki söz de kesinlikle yanlıştır. Çünkü, ölüm anında kafir mümin, mümin ise kafir olup son nefesini verebilir. Bu iki sözü söyleme kafasına düşmekten Allah Teala hepimizi muhafaza etsin.

    İmanın geçerli olmasının şartları yazımızın 5. maddesi iradenin ve sevginin bütünlüğüdür. Dünyada iken kendi tövbeye güvenen ve kendi iradesi ile ölünce iman ederim diye düşünenler hata ederler. Çünkü ölüm meleği geldiğinde yapılan imanın hiçbir önemi ve faydası yoktur.

    Bir terzi düşünün, hayatta en iyi yaptığı şey kumaş kesmektir. Bazı terziler vardır ki uzunca kumaşları gözü kapalı bile düzgünce kesmektedir. İşte böylesine usta bir terziye ölüm anında, sekerat halinde makas verilse yine eskisi gibi kumaş kesilebilir mi?

    Peki, hayatı boyunca iman etmemiş ve Allah’ın emirlerini yapmamış kimsenin sekerat halinde iman etmesi nasıl mümkün olabilir ki? Akıllı olan böyle bir yanlışa düşmez ve iradesiyle Allah’a inanıp sevgiyle ona itaat eder.

    وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِۚ حَتّٰٓى اِذَا حَضَرَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ اِنّ۪ي تُبْتُ الْـٰٔنَ Kötü işleri yapıp dururken kendisine ölüm gelince, ‘Ben şimdi tövbe ettim’ diyen kimsenin tövbesi makbul değildir. (Nisa Suresi 18. Ayet)

    اِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَى اللّٰهِ لِلَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السُّٓوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِنْ قَر۪يبٍ فَاُو۬لٰٓئِكَ يَتُوبُ اللّٰهُ عَلَيْهِمْۜ Allah’ın kabul edeceği tövbe ancak, cahillikle bir kötülük yapıp da çok geçmeden tövbe edenin tövbesidir. (Nisa Suresi 17. Ayet)

    İmanın kabul olmasının şartları nelerdir konusunun son şartı imanın zedeleyecek olan söz, fiil ve hareketlerden uzak tutmaktır. Bu iş şaka işi değildir. İman ile ilgili hususlarda alay etmek, onları hafife almak veya onları şaka aleti kullananlara katılıp gülmek imanı zedeleyen davranışlardır.

    Bu davranışlar kişinin imanını alır da sonun da küfre girmiş olur. Allah’ın bildirdiği kurallar, değer verdiği şeyler, Peygamber Efendimin ﷺ din hakkında anlattığı hususlara şaka olsun inanmamak diye bir şey yoktur. Bunlar sakıncalı davranışlardır ve kişinin imanını bitirir.

    Bununla beraber ‘bize Kuran kâfi, sünnet ve hadise ihtiyaç yok’ kafasına girmekte insanı imandan meneder. Böyle düşünce sahipleri iman çıkmış ve küfre girmişlerdir. Allah imanı sahih olmayanlara hidayet, geçerli olanlara ise onu muhafaza etmeyi bahşetsin.

    Allah ve Resulünün ﷺ emrettiği şeyleri zamana ve mekâna uyarlayıp, bu zamanda da imanlı yaşanır mı diye düşünmek ve burası cami değil burada din yaşanmaz diye fantezilere girmek kişiyi tehlikeye sokar.

    İmanın Sahih Olmasının Şartları Nelerdir Videolu Anlatım
    İmanın Kabul Olmasının Şartları Nelerdir Videolu Anlatım
    İmanın Şartları Temel Esasları Nelerdir Videolu Anlatım